Normalde Fenerbahçe maçlarının analizlerini yapmak blogdaşlarımdan Diferansiyel'in işidir ancak bugün izlediğim maçta öyle şeyler hissettim ki, nispeten soğumuşken içimde tekrar dirilen, hatta devleşen Colin Kazım sevgisine dur diyemedim. Hakkında bir iki satır yazmaktan alıkoyamadım kendimi.
Şimdilerde 10 milyon€'lar istenen bir Sercan Yıldırım var Bursa Spor'da. Başkanın savunması şu; "Sercan çok farklı bir oyuncu." Eğer Sercan'ın farklılıkları onu 10milyon€ yapıyorsa Kazım'ın ederi kaç yüz milyondur, bunu tahayyül edemiyorum. Gerçeklerden bahseder ve ütopik bedellerden kendimizi sıyırırsak şu anda oyunu olgunlaştıkça kıymeti artan bir futbolcu Kazım ama gelin görün ki bu delikanlı hem Fenerbahçe taraftarınca hem de medyaca feci şekilde fişlenmiş. Gökhan Gönül'ün kaybettiği toplar bile kredisinden ötürü "Olsun be Gökhan'ım, yüreğin yeter!" mesajları ile alkışlanırken Kazım'ın doğru tercihlerden biri olarak görülen şut denemesi yuhalanıyor. Bu futbolcu önceki senelerde gamsız, bencil, şovmen sıfatlarını hakedecek hareketlerde bulunmuş olsa bile içinde bulunduğumuz sezon mental değerlerini epey yükseltti. Gökhan ile uyum halinde, adam paylaşıyorlar, bindirmeler yapıyorlar, topun Fenerbahçe'de kalmasını sağlıyor, içeri bolca orta çıkarıyorlar. Kazım pek çok sefer ileride kalan Gökhan'a "Tamam dönme, geriyi ben aldım" diyor da Gökhan ileride basıyor.
Hayatında futbol oynamamış kişilerin ( profesyonel, amatör küme, paf vs. farketmez ) futbol dehası, pozisyon gurusu gibi konuşmasını asla anlamamış, hep yadırgamışımdır ancak bugün Kazım'ı ıslıklayan taraftarlar şunu bilmelidir ki; bir futbolcu kendini bir yere ait hissetmezse, yetenekleri ne olursa olsun, en ufak bir fayda sağlamaz.
Niyeti destek olmayanları dışarı alalım lütfen...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder