(1. bölüm için tıklayınız.)
Tff kayıtlarına göre Fenerbahçe ile ilk maçına benimde bir zamanlar formasını giydiğim Anadolu Üsküdar 1908 karşında 2008'in Mart ayında çıktı. Ve o maçta yalnızca 26 dakika süre aldı. Ancak Milli Takımın sağbeki olarak oynamaya devam eden Okan, Anadolu Üsküdar maçından 15 gün kadar sonra birkaç sene içinde Fenerbahçe taraftarının kendilerine dair büyük umutlar besleyeceği Gökay İravul ve Berk Elitez ile beraber Ukrayna maçının ilk 11'inde yer alıyor..Müsabaka 1/1 eşitlikle bitiyor. Gol ? Oynadığı tüm Milli kademelerde olduğu tabii ki Recep Berk Elitez'den...
2007/2008 sezonu itibari ile Okan Alkan ağırlıklı olarak 90'lı oyuncuların şans bulduğu DSGL liginde kısıtlı sayıda müsabaka deneyimi kazanması rağmen U15 Milli Takımı ile başlayan Milli Takım serüvenini bir üst yaş grubuna, yani U16 Milli Takımına taşımayı başardı. Ancak 2008/2009 sezonda göstermesi gereken daha çok şey vardı. Zira birkaç sezon birlikte oynayıp, kademeleri birlikte atlayacağı bir genç takım kurulmuştu. Okan Alkan, Gökay İravul, Hasan Erbey ve Berk Elitez'in yer aldığı takım sezona 6/1 Düzcespor galibiyeti ile başladı. 6 gün sonra Okan yine Milli Görev için Milli Takım ile beraber sahadaydı. Ancak gerek Milli Takım'ın altyapısındaki belirsiz ortam, gerek onun yeteneği çok kısa sürede onu U17 takımına taşımıştı. ''Milli Takımdaki belirsiz ortamda etkili oldu'' diyorum çünkü Tff kayıtlarından
ulaşabileceğiniz üzere 2008/2009 Avrupa Şampiyonları elemeleri süresince U16 Milli Takımından birçok yetenekli oyuncu üst yaş grubunda şans bulamadı. Ayrıca kadro istikrarı, yani çekirdek Milli Takım
kadrosu oluşmadı. Okan ise böyle bir ortamda şanslı çıkan oyunculardandı. 2/0 kazanılan Malta maçında oyuna 41. dk da dahil oldu. 3 gün sonra oynanan ve 3/3 biten Rusya maçında ise 90 dakika sahadaydı.
Milli mesainin ardından Dereağzı tesislerine dönen Okan Alkan istikrarlı yükselişine devam ediyordu. Ve Okan adına beklenen an gelmişti. 2008 takvimini çöpe atmamıza 3 gün kala Okan Alkan Gebzespor deplasmanında Fenerbahçe formasını 13. kez giyip sahaya çıkıyor ve resmi müsabakalarda ilk golünü atıyordu. Gebzespor maçı dahil olmak üzere 18 maçlık periyotta Fenerbahçe inişli çıkışlı bir grafik çiziyordu. Ancak Okan Alkan bu süreçte U17 Milli Takımına özel maçlarda katkı vermeye devam ediyordu. 5 maçlık özel turnuvalarda Millilik sayısını arttıran Okan Gökhan Töre ve Engin Bekdemir'in sık sık rotasyon kurbanı olduğu bir ortamda Avrupa Şampiyonaları için sahada olmaya devam ediyordu. 2009 Nisan'ı geldiğinde Milli mesaiden fırsat bulup klup takımıyla iki müsabakaya çıktıktan sonra Avrupa Şampiyonası finallerine gidiyor yedekten oyuna girdiği ilk Almanya maçından sonraki iki müsabakada ( Hollanda ve İngiltere) sahaya yine 11 çıkıyordu. Turnuva Milli Takım için pek parlak geçmese de Okan basamakları hızla tırmanmaya devam ediyordu. 3 senede hayatı tam anlamıyla değişmişti. Artık hayalini kurduğu formaların altında mücadele ediyor daha büyük hedeflere ulaşmaya yaklaşmanın heyecanını yaşıyordu.
2009/2010 sezonu Okan'ın kariyerinin belki de en önemli sezonudur. Gerek Fenerbahçe gerek Milli Takımda istikrarlı bir şekilde görev alan Okan 09/10 sezonunda A2 takımında forma giyecektir. Ancak bu sezonun başında bu detaydan çok daha önemli bir olay yaşanmıştır. Fenerbahçe Karşıyaka'nın başarılı sağ bek oyuncusu Rıdvan Şimşek'i transfer edip sağ bek rotasyonunu derinleştirmek ve geleceğini garanti altına almayı düşünmektedir. Tam bu noktada Şenol Çorlu alt takımlardan, 91 doğumlu Rıdvan'dan bir yaş küçük bir gencin gümbür gümbür geldiği bilgisini verir. Bir anlamda Okan'a yapabileceği en büyük güzelliği yapıp hem önünü açar hem de dikkatleri üstüne çeker. Nitekim Fenerbahçe'nin Rıdvan transferinden vazgeçmesi sonucunca Beşiktaş genç oyuncuyu kadrosuna katar. Artık sahne Okan'ındır. Hayallerine ulaşmak için yapması gereken tek şey çok çalışıp üst yapının dikkatini çekmeye çalışmaktır. Nitekim Okan sezonun ilk maçında gerekli mesajları vermeye başlamış, kanadını son derece etkili kullandığı müsabakayı bir asistle tamamlamıştır. Milli mesai arasından sonra oynadığı dört müsabakada da artık kendine çok güvenen ve yere sağlam basan bir Okan vardır. Benim kendisi ile tanışıklığımda aşağı yukarı bu zamana rastlar. Ve kendisi tüm bu olumlu referanslar ve performansı neticesinde unutamayacağı bir turnuvaya gider: FİFA U17 Dünya Kupası.Bu süreçte gruptan çıkmayı garantilediğimiz Yeni Zelanda maçı harici tüm maçlarda 11'de forma giydi Okan. 50 dakikasını 10 kişi oynadığımız 2. tur maçında Birleşik Arap Emirlikleri karşısında da 11'deydi. 2/0 kazanılan maç sonrasında Türkiye'nin tarafından finale çıkmak eşleşmelerin diğer tarafına göre daha kolay gözüküyordu. Ancak bir engel vardı. O da etkili oyunu ile dikkatleri üzerine çeken Kolombiya idi. 20. dk da öne geçtiğimiz müsabakanın 90. dk sında yediğimiz gol aslında maçın sonucunun önceden habercisi idi. Okan o gün Milli Takımlar forması altındaki ilk golüne önce uzatmalara sonra da penaltılara giden müsabakalarda imza atmasına karşın Türkiye bu fantastik maçta Kolombiya'ya penaltılar sonucunda elenerek yurda döndü.
Türkiye kupaya hüzünlü bir şekilde veda etmişti. Ancak oynanan oyun ve bu yaş grubundaki oyuncular heyecan vericiydi. Orhan Gülle, Engin Bekdemir, Muhammet Demir ve tabii ki Okan Alkan. Milli oyuncular yurda dönmeden isimleri basında daha sık yer almaya başlamıştı ki içlerinde benim açımdan en çarpıcı olanı '' Gökhan Gönül'ün Mardinli veliahtı '' başlıklı haberdi. Ve nihayetinde önce U18 , sonrasında ise U19 Milli Takımına yükselen ve gerek Milli Takım gerekse A2 takımda etkili performanslarına devam eden Okan A takıma yükseliyor, Antalya kampına katılıyordu. Yanında ise seneler önce Mardin'den kalkıp Milli Takım kampına gittiğinde karşılaştığı ve o günden beri çok samimi bir dostluğu olan Gökay İravul vardı.
A Takım performansı herkes tarafından biliniyor Okan'ın. Ben geçmişinden ve basamakları nasıl tırmandığından bahsetmek; 5 senede hayatının nasıl değiştiğine dikkat çekmek istedim. Okan'ın bu kademelerdeki performanslarını da çok önceden ( A Takıma çıkmadan ) buralara not düştüm, hatta kendi çapımda büyük çaplı isteklerde bulundum. Dönemin hocası Daum pek oralı olmasa da Okan ve diğerleri Aykut Kocaman ile gerçek manada şans bulmaya ve kendilerini göstermeye başladılar. Ancak ben Okan Alkan hikayesine son vermeden önce birkaç ufak detayda eklemek istiyorum. Fenerbahçe altyapısında izlediğim oyuncular arasında yetenek bakımından benim en çok etkilendiğim oyuncuların başında geliyor Okan Alkan. Hızlı, seri, teknik ve hırslı bir sağ bek oyuncusu. Ben kendisini Dani Alves'e benzetiyorum. Yalnız bu benzetmenin teknik yanları olduğu kadar mental yanları da var. Hırsından ve basamakları çok hızlı tırmanmasından sebep mağlubiyetlerde ya da olumsuz durumlarda kontrolünü kaybedebiliyor Okan. Basamakları sindire sindire tırmanmamasına sebep olan tek bir faktör var; o da kuşkusuz yeteneği. Ancak bazen hem yeteneğinden hem de bahsettiğimiz diğer sebeplerden dolayı kontrolden çıkabiliyor Okan. Bu da hem diline hem oyununa çok çabuk şekilde yansıyor. Öncelikli olarak bu yanlışlardan kurtulması gerekiyor.. Son dönemde gereksiz bir mevki polemiğine girip kesik yediğini riqfutbol.com ve çeşitli kanallardan duysak ve yine ek olarak başka sıkıntıları da işitsekte doğru bir rehabilitasyon süreci sonrasında Okan'ı yazın bir yerlere... Oynayamayacağını söylediği sağ ya da sol önde de oynar başka yerde de. Yeter ki hayallerinin kıymetini bilsin...
3 yorum:
nasıl bir mevki polemiği acaba ?
Abi sence Beykan Şimşek seneye A Takım kadrosuna çıkarılır mı?Ve diyelimki çıkarıldı, nasıl bir performans gösterir.Yani onun için erken mi olur ; yoksa kendi potansiyelini gösterebilir mi?
Bu tamamen Beykan'ın elinde :)
Yorum Gönder