20 Temmuz 2010 Salı

Belçika Kampının Ardından

Yaşanabilecek en büyük travmalardan biri ile biten sezon, ardından günlerce süren belirsizlik...

Hemen hemen tüm Fenerbahçe'lilerin tahmin ettiği gibi, birkez daha belkide kendisine çok şeyler katacak devrimi yapamayarak başladı yeni sezona Fenerbahçe. Aziz Yıldırım'ın kendini ve Fenerbahçe'yi başarılı olarak gördüğü bir sezonun ardından Alman Teknik Drektör C. Daum ile başarısız olduğu gerekçesi ile yollar ayrıldı. Akabinde ise Teknik Direktör koltuğuna geçtiğimiz sezonun sportif direktörü Aykut Kocaman oturdu.
http://fenerbahce.org/pic_lib/2010-07-20_aykutkocaman446.jpg
Dik duruşu ve şeffaflığı bir yana spor adamı kimliği ile gerek sportif direktörken gerek teknik direktörlüğe oturduğundan beri Fenerbahçe'nin eksiklerini çok iyi etüd etmiş bir görüntü sergiledi Aykut Kocaman. Geçmiş teknik direktörlük dönemlerinden de hatırlanacağı gibi topa sahip olmayı esas amaç olarak benimseyen Aykut Kocaman, açıklamalarında bu düşüncesini tempo ve hızla birleştirerek Fenerbahçe'yi senelerdir oynadığı oyunun dışına çıkarma isteğinde olduğunu gösterdi.

Söylenenler ışığında Belçika kampı değerlendirme yapmak için erken olmak ile beraber sadece oyuncuların yerleştirilmeye çalışılan düşünceyi ne derece ve ne hızda benimseyeceklerinin anlaşılması adına önemli bir kamptı. Yine yeni transferlerinde isabet oranı hakkında yorum yapmak için erken olsa da genel olarak oyun karakterleri üzerine birtakım şeyler karalamak için, Fenerbahçe'ye neler verebileceklerine dair öngörüde bulunmak için güzel bir fırsattı.

Gökhan Gönül ve Diego Lugano gibi , senelerdir takımın en önemli dişlilerinden olma başarısı gösteren oyuncuların yanında Mehmet Topuz , Özer Hurmacı ve bağırsak enfeksiyonu geçirip İstanbul'a dönen Emre Belözoğlu'nun olmayışı yerleştirilmeye çalışılan yeni bir düşüncenin olduğu ortamda ileriye dönük olarak sıkıntı yaratabilecek bir konu. Zira söz konusu oyuncular sezonun en ciddi çalışılması gereken zamanlarını büyük ölçüde kaçırdıkları gibi uygulanması düşünülen yeni oyun anlayışının başından itibaren sisteme dahil olmadıkları için sistemin uygulanma süresi epey uzayacaktır. Zira bu oyuncuların en az 4'ü direkt oyuncuydu geçen sene Fenerbahçe'de... Bunun yanında Fenerbahçe için büyük önem taşıyan bu oyuncuların olmaması hazırlık maçlarında ciddi sıkıntılar yaşnmasına sebep oldu.

Alex'in olmadığı müsabakalarda Barcelona dizilişinde 4/3/3 oynamaya çalışan Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'si genel olarak sonradan oynayan 11'e dahil olan Alex varken olduğu gibi sahayı parselleme, oyunu kontrol altına alma gibi konularda ciddi sıkıntı yaşadı bu hazırlık kampında. Kimi oyuncuların böylesine makine düzeninde işlemesi gereken bir sisteme uyumlarının çok zor olacağı gözüktü. Ortasahada eksiltilen bir oyuncunun forvete takviyesi doğal olarak oyunu daraltmak ve rakibi baskı altına almak için stoper oyuncularının kale ile arasındaki mesafenn geçtiğimiz sezonlarda alıştığımızın 2 katına kadar çıkmasına sebep oluyor ki ne yeni transfer İlhan Eker ne de Fabio Bilica genel görüntüleri itibari ile önde yakalandıklarında büyük sıkıntılar çektiler. Yine yeni bir sistemin uygulanmaya çalışılması sebebiyle özellikle takımın ortasaha ve defansının göbek mevkisinde girilecek kademeler yıllardır süregelen oyun formatının etkisi ile son derece aksak bir görüntü çizdi. Bunun sonucunda geçtiğimiz sezonun son 10 maçında sadece 1 gol yiyen Fenerbahçe 3 maçta 7 gol gördü kalesinde.
http://fenerbahce.org/pic_lib/2010-07-20_idman2.jpg
Senelerdir uygulanan oyun formatının dışına çıkılmaya çalışılması ve sakatlıkların bolluğu sebebiyle verimsiz geçen kamp dönemini daha da verimsizleştiren ise Şampiyonlar Ligi ön elemesine sayılı günler kala hala transferlerinin takıma katılmaması oldu. Yeni gelecek oyunculardan farklı bir ülkeye, farklı bir kültüre, farklı bir takıma, farklı bir oyun düzenine bu kadar kısa sürede alışmalarını beklemek hayalcilikten dahi öte. Bu sebeple geçtiğimiz sezon ''vizyonu dar, hedefi küçük'' şeklinde sürekli eleştirilen Daum'u gönderenlerin vizyonlarının ne denli geniş olduğunu tartışmak ise olayın farklı bir boyutu. Bu takım son 6/7 sezondur ilk 6'da hemen hemen her sırayı aldı. Bazen uluslararası turnuvalar düzenlendi bazen ise sezon sonları boş geçti... Dış faktörler sürekli değişkenlik gösterirken değişmeyen tek şeyin transferlerin bitme tarihinin en erken Ağustos olması son derece düşündürücü. Yine dediğimiz gibi hedeften, vizyondan bahsederken ön eleme kapıdayken transferlerin hala belli olmaması ise daha da düşündürücü...
http://fenerbahce.org/pic_lib/2010-07-20_idman4.jpg
Kampta parlayan sürpriz bir isim olmasada Okan Alkan'ın bulduğu kısa sürede göstermeye çalıştıkları dikkat çekiciydi. Fenerbahçe hiçbir zaman şahit olmadığım bir şekilde altyapısından gelen kaliteli oyuncularla yürüyebilir geleceğe. Zira A takım ile Belçika kampına dahil edilen oyuncular Okan Alkan ve Gökay İravul'dan ibaret değil. Yine A2 takımında da bir üst kademeye her an çıkabilecek oyuncular mevcut. Abdülkadir Kayalı ve Onur Karakabak'ın da kira sürelerinin önümüzdeki sezon biteceği düşünülürse bu sezonun kazasız atlatılması durumunda bu genç oyuncuların oynaması için çok sağlıklı bir ortam oluşacağı aşikar...
http://fenerbahce.org/pic_lib/2010-07-20_idman446.jpg


Kampta öne diğer isimler iştahlarıyla Caner Erkin ve Miroslav Stoch'tu. Ancak onlar için daha detaylı değerlendirmeyi Fenerbahçe forması ile daha fazla maça çıktıklarında yapmayı uygun gördüğümden şuan için birşey yazamayacağım. Umarım yeni Teknik Direktörü ve yeni genç oyuncuları ile atılmaya çalışılan temel, yerleştirilmeye çalışılan düşünce; Fenerbahçe için parlak ve başarılarla dolu bir geleceğe atılan ilk adım olur.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails