8 Şubat 2010 Pazartesi

Fenerbahçe-Diyarbakırspor Maçının Ardından


Yoldan 100 kişi çevirip şu maçın skorunu sorsanız tahminimce en fazla 1 kişi bu maçta Diyarbakırspor'a beraberlik şansı tanırdı. Ama Fenrbahçe beraberliği dahi uzatmalarda kurtardı. Futbol bundan sebep bu kadar güzel...

http://fenerbahce.org/pic_lib/2010-02-07_diyar6.jpg

Fiziksel olarak kendini toparlayan Semih Şentürk ve kendini Fenerbahçe taraftarına kabul ettirmek için her maç korkunç bir efor sarfeden Mehmet Topuz'un maçı olacağını düşündüğüm bu müsabaka beklentilerimi hemen hemen hiçbir açıdan karşılayamadı. Orta saha ve Alex ile pas bağlantıları kopan Semih maç genelinde sahada yok gibiydi. Mehmet ise ona buradan yönelttiğimiz eleştirileri haklı çıkartan bir oyun ortaya koydu yine... Fenerbahçe'ye ne verdiği belli olmayan oyuncuların başında geliyor mevcut kadroda. Mücadele ve hırs... Ötesini henüz göremedik ki Mehmet çok daha fazlasını verebilecek bir oyuncu.

Tabi 3/4 maçtır durgun olan Alex'ten bahsetmezsek olmaz , adam kayırmış oluruz. Nedenini bilmiyorum ama birkaç maçtır isteksiz gibi Alex. Takım olarak form tutulan maçlarda hep Alex'in bu ortama ayak uydurduğu taktirde takımın bir kademe daha ileri gideceğini düşünmüştüm , hala beklemedeyiz.

Diyarbakırspor'un klasik Ziya Doğan takımı kimliğine büründüğünü söylemek zor değil. Sertliği ile rakibi yıldırmaya çalışan ve mümkün mertebe topun arkasına geçmeye çalışan bir takım. Kimse aksini beklemiyor , bundan sonra her takım Diyarbakır olacak. Ama Diyarbakır bir farklı , ben bu lige Denizli ile beraber yakıştıramıyorum Diyarbakırspor'u. İstanbul Büyükşehir'den tutun Kasımpaşa'ya kadar kısıtlı imkanlarına rağmen belirli bir oyun mantığı içinde hareket eden takımların olduğu yerde fazla zevksiz geliyor oynadıkları futbol.

Senelerdir ülkemizde top koşturan Ayman hayatının golünü attı tebrik etmek gerek. Ancak o gol çıkar mıydı hala kafamı kurcalamıyor değil...Volkan Tazameta'nın ayağından aldığı topu kalesinde görseydi böyle düşünmezdim mesela.
http://fenerbahce.org/pic_lib/2010-02-07_diyar11.jpg

http://fenerbahce.org/pic_lib/2010-02-07_diyar12.jpg
Cristian ve Andre tribündeki homurtuların aksine faydalı oynadılar. Bilica tribünden alkış alsada yerini fazla kaybediyor , bu kadar yürek fazla gibi. He kendisini beğeniyor muyum ; ''evet çok beğeniyorum'' dahi diyebilirim ama daha dengeli ve kontrollü olmalı bence. Top ayağına gelsin ve o da çalım atsın diye bekleyen mahalle arasında top oynayan çocuklar gibi...Yalnız mevzu yanlış anlaşılmasın ; topla arasının bu derece iyi olması değil eleştirilen... Eleştirilen nokta Bilica'nın yerini fazlaca kaybetmesi ve bunun sonucunda Lugano'nun çok zor durumları düşmesi.
http://fenerbahce.org/pic_lib/2010-02-07_diyar4.jpg
Sene başında Özer için çıkartılan isyanlar duralı çok oldu artık tribünde yeni moda Özer'in dışarı alınmasını söylemek oldu. Böyle bir ülkede yaşıyoruz, malesef diyecek birşey yok bu konuda daha fazla. Ancak ben Özer Hurmacı'nın takıma farklılık kattığını savunuyorum oynadığı bölge ve oyun karakteri itibari ile top kaybı yapması çok doğal bir durum. Bu kadar fazla yapmamak şartı ile ki o da hala hazır değil zaten... Sakatlanması çok talihsiz gelişme.

İkinci yarı ne gibi değişiklikler yapılabileceğini devre arasında fazlaca düşünen birisi olarak merakla Daum'un hamlelerini bekledim. Bana göre alanı iyi daraltıp ortasaha ve forvet arasında bağı kopartan bir takım karşısında oyuna forvet almak hatadır , 20 forvetin olsa dahi sonuç vermez.Ancak bu bazen sonuç verebiliyor , Daum belki buna , belki hislerine , belkide ne olduğunu tahmin edemeyeceğimiz bir olguya dayanarak bu hamleyi yaptı ama başarısız oldu . Buradan hareketle hamlenin yanlışlığı çokça eleştirilecektir; futbolda doğruları %99 oranında sonuca göre oluşan bir spor dalı değil midir zaten?

En azından ülkemizde diyelim tekrardan...

Hakeme girmeyeceğim , Sivasspor maçında işaret ettiklerimiz başa geldi ve bu dakikadan sonra ağlamanın bence lüzumu yok. Doğru zamanda doğru açıklamalar yapılsa idi bu iş böyle olmazdı , penaltıda verilirdi ''en az 5 dk '' denilmesine rağmen daha az oynatılmazdı uzatmalar...Üstüne üstlük oyun uzatmalarda uzun süre durmasına rağmen böyle oldu ki tebrik etmek gerek hakemi üstüne aldığı görevi layıkıyla yerine getirdi gibi.
http://fenerbahce.org/pic_lib/2010-02-07_diyar14.jpg
Puan kaybına rağmen takıma futbolundan Daum'a değişikliklerinden dolayı kızamıyorum zira 20-45 dakikaları arası ile yine 60-90 dakikaları arasında en son yine Daum zamanında gördüğüm şekilde bir baskı kurdu Fenerbahçe. Ben bu oyundan keyif almak için kombine bilet alıyorum ve dünki mücadeleden keyif aldım.

Özer ve Lugano'nun sakatlıkları ise gecenin en tatsız anlarıydı. Galatasaray'lı Jo'nun sakatlanması ile dalga geçenler , bunun bir spor olduğunun farkında varmayıp bundan keyif duyanlar dünde keyif almışlardır umarım. Ancak ben duymadım hatta çok üzüldüm diyebilirim. Bu maça yazısının bu kadar geç yazılmasının sebebide budur , kısa süreli olarak devre dışı kaldık sakatlık haberleri ile; futbol konuşma isteğimiz törpülendi kısa bir süreliğine... Uğur'a da , Jo'ya da , Lugano'ya da , Özer'e de geçmiş olsun dileklerimi ileteyim bu vesileyle...

Beklenmedik bir beraberlik aldı Fenerbahçe diyerek bağlayalım maç yazısını. Ancak başın yere eğilmesi için herhangi bir sebep yok , Fenerbahçe'nin sakatlıklara rağmen rakiplerin önündeki yerini muhafaza edecek gücü var.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails