23 Ocak 2010 Cumartesi

Denizlispor Maçının Ardından

Kötü oynayabilirsin , üstelik bu ; sahadan çok oyuncuların niteliklerinden de kaynaklanabilir ancak kötü mücadele edemezsin. Elbette dün ki futbolu oyuncu niteliklerinden çok saha ve hava koşulları belirledi ama Fenerbahçe yapması gerekeni yaptı , sahada verebileceği en iyi mücadeleyi vererek galip gelmesini bildi.


Fiziksel anlamda hala hazır duruma gelemeyen Özer' in bu sahada oyunun başından itibaren kullanılmaması doğru düşünülmüş bir hamledir benim açımdan. Zaten fizik kalitesi iyi durumda olan iki orta saha oyuncusunun yanına fiziksel olarak iyi durumdaki Vederson ve Mehmet Topuz'un eklenmesi ve çift forvet tercihi beni maçı ilk yarıda kopacakmış beklentisine soktu. Ama olmadı. Bunda Mehmet Topuz' dan beklenilen katkının alınmaması etkili oldu bence. Yazının başında dediğimiz gibi farkı mücadele belirleyecekti ki belirledi de... Ancak benim tanıdığım Mehmet bu Mehmet değil. Daha fazlasını verecek kapasitesi fazlası ile var.

Mücadele temelinde oynanan bir müsabaka olduğu için pas hataları gibi hususlar üzerinde pek durmanın pek sağlıklı olacağını düşünmüyorum. Ama dün sahada açıkça görünen birşey var ki onu söylemezsek olmaz. O da Bilica ve Lugano'nun tez zamanda düzelmesi gerekliliğidir. Bu konuda çok fazla düşünmeme rağmen onların geriye gidişlerine anlam veremiyorum ama bu kendilerini toparlamaları gerektiği gerçeğini değiştirmiyor. Özellikle Lugano'nun...

Bekir İrtegün ve Andre Santos buralara transfer olmalarına yardımcı olan iyi performanslarına hızla yaklaşıyorlar. Daha iyi olacaklarını düşünüyorum ki özellikle Bekir'in Antep günlerine dönmesi çok sevindirici bir gelişme. Zira memlekette ve Fenerbahçe'de alternatif stoper eksikliği had safhada. Dün bek oynasa da ( ki orada da gayet başarılı idi.) gerçek mevkisi olan stoperde daha başarılı olacabileceğini düşünüyorum Bekir'in. Tabi sıra&şans gelirse...

Dün sahada iki tane fark yaratan oyuncu vardı. Bu farkın sebebi bir tanesinin yüreği diğerinin hünerli ayakları idi...

Belki ayakları Gökhan Ünal' dan daha hünerli olsa da Emre'nin yüreği idi fark yaratan , Gökhan'ın ise ayakları-varlığı... Elbette Emre bu sahada oynayabileceği en iyi futbolu oynadı , ikili mücadeleleri kazanması bir kenara ; topla dönüşleri , takımı atağa kaldırmaları fevkaladeydi. Ancak bundan daha büyük farkı yüreği ile arzusu ile takımı rakip yarısahaya taşıması ile yarattı Emre. Gökhan ise oynadığı kısa sürede ne kadar doğru transfer olduğunu birkez daha gösterdi.



Maçın hayal kırıklığı Cristian oldu gözümde. Ama onunda arada böyle performanslar vermeye hakkı var sanırım. Hakemler çok tepki almalarına rağmen maçı iyi yönettiler, kartların hepsi doğruydu. Fenerbahçe'li oyuncularda kimi kartlar saçma gelse de ; rakibi sindirmek adına , oyunu sertleştirmek adına yapmaları gerekenleri yaptılar bence. Hakemde bu pozisyonları doğru kartlarla cezalandırdı.

Bir de , Kazım ve Carlos' un ayrılıkları takıma bir ders olmuş gibiydi dün.
İki oyuncu kaybetmiş ama hırsını kazanmış Fenerbahçe ...

16 kaldı diyeceğim ama 15 (Ankaraspor) kaldı. Her maçta şu maç kadar mücadele edilsin şampiyonluk bir adım mesafede...

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails