6 Kasım 2009 Cuma
Bükreş Maçının Ardından
Sene başı yaptığı açıklamalarla Avrupa Ligi'ni 2. planda tuttuklarını belirtmişti Daum. Peki gerçekten öyle miydi? Senelerdir süren yatırımların ve transferlerin karşılığında Daum'un bunu söylemeye hakkı var mıydı?
Elbette yoktu. Zaten o da bunu düşünmüyordu. Yaptığı sadece hem kendisinin hem takım üzerindeki baskının birazını almaktı.Şayet Aragones zamanının enkazının üstüne bir de çok büyük hedefler binseydi tahmin ediyorum ki Fenerbahçe Zico öncesindeki Daum zamanında başlayan Zico ile devam eden Aragones ile alakasız bir şablona dönüşen oyun sistemini ve Avrupa'da ki özgüvenini sahaya yansıtamayacaktı. O iyi antrenörlüğünün yanında iyi de bir spor psikoloğu olduğunu gösterdi ve en nihayetinde Fenerbahçe'de bunların meyvelerini toplamaya başladı.
Avrupa ligini önemsemeyen bir antrenör en son deplasman maçında sakat diye oynatmadığı bir oyuncuyu kısa bir süre içinde sahaya sürer miydi ?
İşin rengi basına yansıyandan farklı olduğu için Alex sahadaydı dün. Kendisinden uzun süredir görmediğimiz dribblinglerden birini yapıp çok klas bir gol attı. Sahadaki şair oydu yine...
Zaman zaman sahada Alex'i kıskandıracak işler yapmak isteyenlerde oldu. Nitekim Andre'de Alex'in golü gibi çok klas bir gol attı. Çalımlar ve pozisyon öncesinden ziyade gol vuruşunu çok beğendim. Sol ayak dış-üst ile muhteşem vurdu topa. İyi de mücadele etti ama sol önde oynayacak oyuncunun her zaman oyunun içinde daha fazla olması gerekir. Yine de düşüşte olan performansını ''dur'' demesi sevindirici bir gelişme...
Kazım' da forvette epey mücadele etti, zaman zaman Mehmet Topuz ve Andre'ye topları istediği yerleri ve çıkmaları gereken yerleri anlattı. Ofsayt ile kesilen iki pozisyonunu ise tribünden net olarak çözümleyebilmem mümkün değil tabi ki. Eski performanslarının biraz uzağında kalsa da maç içinde takım arkadaşları ile iletişimde olması ve maç sonu açıklamaları beni fazlasıyla sevindirdi.
Emre ve Cristian ikilisi yine orta sahada çok koştular, iyi mücadele ettiler. Varlıkları takıma gerçekten çok şey katıyor. Emre alışılmadık pas hataları yaptı birkaç yerde ancak yine de takımın saha içi liderlerinden kendisi..
Bilica-Lugano ikilisinin uyumu sezon başına göre gitgide artıyor ama garip bir şekilde Fenerbahçe'de sene başından farklı olarak her maç gol yemeye başladı. Yenilen golden önce bir pozisyonda Gökhan Gönül'ün konsantrasyon eksikliğinden kaybettiği mevkisinden bir akın daha yemişti Fenerbahçe ancak bu golde hatalı olan Gökhan Gönül'den ziyade Bilica idi. Yine de topu defanstan en sağlıklı şekilde hücuma sokması bile çok şey katıyor takıma. Daum'un hava hakimiyeti çalışmaları ile kusursuza yakın bir ikili olabileceklerini düşünüyorum.
Mehmet Topuz birkaç klas hareketinin dışında sahada hücum anlamında pek birşey üretemedi. Defans anlamında da çok güçlü bir oyuncu olmasına rağmen Kayseri'de ki ısırganlığını göremedim bu maçta. Hücum bölgesinde daha efektif olmalı Mehmet.
Carlos'da iyi mücadele etti. Ancak onun takıma katkısı mücadeleden ziyade tecrübesi ile,iletişimi ile oluyor. Defans oyuncularını ve ön libero Cristian'ı birkaç pozisyonda uyarması, yapmaları gerekenleri anlatması Fenerbahçe'ye kazandırdığı en büyük şeydir Carlos'un.
Bükreş ise ilk maça göre daha iyiydi. Ancak bu da onlara yetmedi.İyi mücadele etseler, oyunu domine etmeye çalışan Fenerbahçe'ye karşılık vermeye çalışsalar da artık gruptan çıkmak için Fenerbahçe'nin eline bakıyorlar... Daum ve futbolcuların onları da, Avrupa'da yeniden başarılar kazanmak isteyen taraftarımıza sevindireceğinden eminim.
Sene başında Teknik Direktör seçimini en doğru şekilde yapan Fenerbahçe Avrupa liginde de yoluna doludizgin devam ediyor. Fenerbahçe adına üretkenliğin artması sevindirici olsa da Şampiyonlar Ligi senesindeki gibi iyi kapanamaması ve attığı gole karşılık alması üzerinden çalışılması gereken bir konu. Daum gereğeni yapacaktır diye düşünüyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder