Özetlerde A grubunu kaçırdığım için Bayern-Bordeaux ve Maccabi-Juve maçlarından bahsedemeyeceğim. Çok da büyük bir kayıp değil aslında galiba; belki sadece Bayern'in mağlubiyetini görmek keyif verebilirdi...
B grubunda Beşiktaş-Wolsburg maçını blog takip eden herkes takip etmiştir hemen hemen. Yine de Misimoviç'in golünü görmek gerek diyelim takip etmeyenler için.
Manu-Cska maçında Akınfeev akıllara zarar kurtarışlar yapmış yine. Şuan Dünyanın en formda kalecisi o olsa gerek. 23 yaşında olup ayakları yere bu kadar sağlam basan kaleci az gördüm bugüne kadar. Bir de kaleciler şarap gibidir, yıllandıkça değerlenir derler! 39 yaşındaki Van Der Saar abisinin eldivenlerinin en büyük talibidir kanımca zira Sir Alex iki maçtır ağzı açık izliyor Akınfeev'i. Bir de Sir'in sevdiği tarz bölge hakimiyeti olan bir kaleci, maşallah diyelim.
Dzagoev'in golü görülmeye değer. Arsene Wenger mi alır,Ferguson mı kapar bilemiyorum ancak o da yaşını inkar eden işler yapıyor. Her maç sahayı herkesten fazla turlaması cabası... Gençlik ateşi abisi diyelim, alanın çok akıllı bir iş yapacağını ekleyelim ve Manu'nun çok gol kaçırsa da yine şans golü ile maçı berabere bitirdiğini söyleyerek bağlayalım B grubunu.
C grubunda Ertem Şener'in anlattığına göre Milan'a en son 1952'de gol atan Real Madrid öne geçtiği maçta tartışmalı bir penaltıya kurban giderek maçı berabere bitirmiş. Tarih boyunca aralarında oynanan 5 maçta 11 gol yiyip 1 gol atan ve galibiyeti geçtim beraberlik göremeyen Madrid ekibi bu beraberliğe bu açıdan bakarsak sevinebilir.He Ertem Şener bunları neden anlatıyor derseniz bende anlamadım, ancak anlatırken çok mutlu gözüktüğünü söyleyebilirim. Milan'lı olsa gerek...
Diğer maçta Marsilya Zurich'e üstadımız İlker Yasin'in deyimi ile ''gol olup yağmış.'' Cheyrou'nun golü de gecenin en tarifsiz anlarından...10 metre kadar sürdüğü topu müthiş bir vuruşla tavana göndermiş ki yer kamerasından top sürüş anını izlediğinizde muhtemelen ayakları ile şiir yazdığını düşüneceksiniz. İzlenmeli...Bu arada bu Cheyrou akla gelen ilk Cheyrou'nun kardeşi,anladınız siz.
D grubunda Apeol-Porto maçında ise sahadaki güreşçi kardeşimiz Hulk Apoel oyuncularını hemen hemen her pozisyonda gölgesi ile yere yığmayı başarmış. Falcao'nun golü de dönüş ve bitiriş açısından tebrik edilecek cinsten. Bir tebriği de Porto'ya yollayalım, her sene aynı hikaye ; 14/16 sını koysan Avrupa Ligine gider en kötü.
Gecenin finalinde ise özetlerden anladığım kadarıyla en güzel maç var. Atletico Madrid deplasmanında Chelsea adına Drogba'nın attığı ikinci gol gerçekten muhteşem. Hani Dzagoev'in sıfıra yakın yerden topu tavana asması,Benoit Cheyrou'nun uzaktan şutu ve Aguero'nun golleride çok güzeller ancak Drogba'nın golü gecenin en güzel golüdür gözümde. Tabi gole bacak arası yiyip yere kapaklanan Atletico stoperi ayrı bir anlam ve güzellik katıyor belirtmek lazım.
Atletico'nun gollerini Kun atmış ki yukarıda belirttiğim kendisinin attığı gibi iki golde harikulade.Kaleye çapraz bir bölgede iken Terry'nin sektirdiği topa yaptığı vole zor bir gol. Topun ayağa iyi oturması gerekiyor tabi bunun içinde doğru açı ile topa gelip doğru açı ile vurmak gerek. İkinci gol Sergen Yalçın frikiği. Cech'in de frikikten gol yiyebileceğini ispat etmiş Kun.( en son Henry'nin Arsenal'de iken attığını hatırlıyorum.)
4 Kasım 2009 Çarşamba
Şampiyonlar Ligi 4. Hafta Maçları(3 Kasım 2009)
Etiketler:
Aguero,
Akınfeev,
Alex Ferguson,
Benoit Cheyrou,
Drogba,
Dzagoev,
Manu,
Marsilya,
Milan,
Real Madrid,
Zurich
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder