25 Kasım 2009 Çarşamba

Fenerbahçe-Bursaspor A2 Maçı

Geçtiğimiz haftalarda Dereağzında oynanan maçlara gitmeyerek nasıl bir topçu olduğunu merak ettiğim Kapo'yu(Abdülkadir Kayalı) izleme fırsatını kaçırmıştım. Bu hafta rakip Bursaspor olunca haliyle maça gitmemiz gerekti. Böylece hem Muhammet Demir'i hem Abdülkadir Kayalı'yı bir arada görecektik.

Nitekim bugün Kapo sahadaydı. Ama gitme sebeplerimizden olan Muhammet Demir İstanbul'a gelmemişti.

Bahsedilecek çok fazla şey var ancak ilk Abdülkadir'den başlayayım.

Öncelikle Abdülkadir'in Gerrard olduğunu söylememi bekleyenleri hayal kırıklığına uğratacağımı belirtmek gerek. Evet güçlü fiziği, sertliği ve bugün giydiği formanın numarası bakımından Gerrard'a benziyor Kapo. Ancak oyun için sürekliliği, çalışkanlığı ve konsantrasyonu en ufak bir anımsatmaya dahi sebep olmadı. A2 takımda oynayan bir oyuncu Abdülkadir'e sene başında teknik kadronun A2 takımıyla maça çıkması gerektiğini söylediklerinde Abdülkadir'in bunu istemediğini söylemişti. Gerçekten sahada kendisini o sahadakilerden büyük gören orada olmak istemeyen bir görüntü çizdi Abdülkadir. Santra anında 4/4/2 oynayan Fenerbahçe'nin 2 ön liberosundan biriydi ama genel olarak Alex gibi takılmaya çalıştı. Girdiği topların hepsini kazandı ama yanından geçen oyunculara çok fazla müsade etti, ayak bile uzatmaya tenezzül etmedi.

http://www.fenerbahce.org/pic_lib/2009-11-25_bursa3.jpg

Ancak yetenekli olduğu, fiziğinin bu seviyenin çok üstünde olduğu ve iyi bir oyun kafası olduğunu söylemezsek olmaz. Bu güçlü fiziğiyle oynayabileceği box to box pozisyonuna adapte olmaya çalışır ve işini tam konsantrasyonla yaparsa bu çocuk olur. Ama bugün sahaya tam konsantrasyon ile çıktıysa - ki hiç sanmıyorum- Abdülkadir çok büyük ümit beslenip ortalama bir futbolcu bile olamayanlar kervanına katılabilir.

https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEifBOvowUpbElUEXva0w1_hOPPrC9_hRFwsig3OrPXp6S_Z48hzQCTJTxfd2oDY6-oJRVpbT2-l9ssPvHvHZ-lj7da9Wr3nzbveWazGO2iBEBbJ8laYXRTqRe4FJixwCqkIW-bDq7UVCQY/s400/Abd%C3%BClkadir+Kayal%C4%B1.jpg

Sahada kendisini bu seviyeye fazla gören bir topçu daha dikkatimi çekti. Milli Takım maçlarında da müthiş özgüveni ile göze çarpan Okan Alkan bugün Fenerbahçe'nin kağıt üzerindeki sağ bekiydi ama Dani Alves gibi sürekli ileriye çıkıp sağ ön oynayan oyuncuyu kendisinin yerine hapsetti.

Boyu kısa (1,70 imiş boyu) ancak sahada baya yer kaplıyor Okan. Fiziği gayet iyi. Hızlı, topla arası bek oyuncusuna göre çok iyi... Kısacası oldukça yetenekli. Ama söylediğim gibi kendisine olan güveni biraz başa bela açabilir cinsten. Öyle ki çoğu işi tek başına yapmaya çalışıyor, arkadaşlarını azarlıyor ve top gelmeyince oyuna küsüyor. Halletmesi gereken sadece bu konu var Okan'ın. Alves'e benzeyebilir ama henüz Alves değil. Hatta ve hatta Abdurrahman Dereli bile değil. Bu sıkıntıyı aşarsa hiçbir yerde yedek sağ bek aramasın Fenerbahçe çıkarsın koysun yedeğe, Gökhan'a birşey olursa çıkıp çatır çatır oynayacak gibi duruyor.

Turkey's Okan Alkan (L) fights for the ball with United Arab Emirates's Ahmad Ismail in their FIFA Under 17 World Cup second round soccer match at Nnamdi Azikiwe Stadium in Enugu November 4, 2009. Action Images/ Jason O'Brien VIA.

Daha önce blogda da ismini paylaştığım Gökay İravul ise yola tam gaz devam ediyor. Çok yönlü bir oyuncu Gökay. Çünkü çok çok extra olmasa da iyi bir top tekniği ve bitmek tükenmek bilmez bir enerjisi var. Milli Takımla Nijerya'da ön libero ve iç olarak görev yaptı oynadığı maçlarda ancak Fenerbahçe'de kanatlarda değerlendiriliyor. Bu iyi mi oluyor kötü mü oluyor tam bir teşhis koyamadım ancak ben olsam bu kadar dinamik olan ve pas yüzdesi yüksek oyuncuyu göbekte kullanırım. Kanada kitlenecek ; sadece orada git-gel yap denilecek oyuncu değil bunu net bir şekilde söyleyebilirim.

Fb TV'de nasıl gözüktü bilmiyorum ama gözükmeyen birçok pozisyonuna şahit oldum Gökay'ın. Topla akması, hiç bir extra bilek hareketi yapmadığı halde çalımını her türlü atması şüphesiz televizyon ekranına yansımıştır. Ancak Abdülkadir ve Okan'ın her topu alışında ters taraftan bomboş şekilde kopup gelmesi ve abartısız 5 pozisyonda gole gidecekken top atılmamasına karşın ısrarla 6. koşuyu yapması sanırım gözükmemiştir. Ve muhtemelen çoğu pozisyonda ''değişin, bak kademeye git, x arkan bomboş,topla koşma, topu koştur; sende yorulma bizde boş koşu yapıp yorulmayalım '' şeklinde arkadaşlarına verdiği direktiflerde duyulmamıştır. Tabi her pozisyonda top istemesi de... En komiği ise Sakarya'dan gelen sol bek Onur'a attığı golden sonra ''afferin lem kocakafa '' demesi idi. Onur'da da Gökay'da ne eksikse o eksik. Sahada oyun kafası olarak en ileri oyuncudur kendileri...

Peki ne mi Gökay'ın (dolayısı ile Onur'un da ) eksiği?

Tek eksiği Abülkadir'in fiziği. Evet her maç tekmelenmesine rağmen müthiş bir dengeye sahip olduğundan düşmeden devam edebiliyor ama bir üst seviye için daha geniş baldırlara ihtiyacı var. Gerçi ince bacak yapısına rağmen dediğimiz gibi ayakta kalıyor ve iyi de şut atıyor ama hedef bir üst seviye ise tek geliştirmesi gereken yer vücudu, tek yapması gereken sıkı şekilde vücut geliştirme idmanı. 90 dk boyunca bu kadar iştahlı oynayıp yorulmak nedir bilmemesi A2 seviyesinden fazla olduğunun başlıca ispatı zaten, en azından ben böyle az oyuncu gördüm işallah gerekli fizik idmanlarını da yapıp üst yapıya çıkar.






Oyuncuların büyük bir kısmı profesyonel olmadıkları için takım değerlendirmesinden çok oyuncu değerlendirmesi yapıyorum zira takım olgusundan ziyade bireysellik ön plana çıkıyor çoğu zaman. Oyuncuların kimileri bireysel olarak ön plana çıkmak istiyorlar ( Abdülkadir, Okan, Görkem gibi)ancak kimileride takım oyunuyla beraber çok daha fazla göze batıyorlar.(Serhat Hürriyet, Gökay İravul)

Takım oyuncusu olarak çok sağlam oynayan stoper Serhat Hürriyet'de bahsetmediğimiz oyunculardan birisi. Biraz hantallık problemi var ama epey güçlü ve tam bir defans lideri. Sürekli arkadaşları ile konuşuyor. Hava toplarının hemen hemen hepsini topluyor ve maça inanılmaz konsantre olmuş şekilde oynuyor.1,91 olan boyu yaşına göre (20,04,1992 li) epey uzun. Aklıda yaşına göre epey büyük. Önder gibileri izledikten sonra ilaç gibi geliyor böyle genç oyuncular gerçekten...

http://www.fenerbahce.org/pic_lib/serhathurriyet.jpg

Son olarak sahada en fazla dikkat çeken oyuncudan bahsedeyim. Garip olan ise bu dikkatin ilk bakışta oyuncunun Ronaldovari bakışları ve tavırlarından kaynaklanması. Maç başından devre arasına kadar ısındı Görkem Kulbay, saha kenarında; yani tam önümde.Jöleli saçları, duruşu, bakışları Ronaldo ' yu örnek aldığını gözler önüne serdi kısa zamanda...
http://www.fenerbahce.org/pic_lib/gorkemkulbay.jpg

Sene başında Almanya'ya giden gençler arasında onunda ismi vardı. Görkem o maçta kısıtlı sürede topla olan ilişkileri ile dikkatimi çekmişti ilk olarak. Tabi o zaman bu kadar yakından görmemiştik ve abilerinin yanında duruşu filan farklıydı. O gün bugündür A2 maçlarında Görkem'i görememiştim, merak ediyordum bu oyuncunun akıbetini. Saha kenarında sohbet eden teknik ekibe kulak misafiri olduğumda sakatlıktan yeni çıktığını öğrendim.

Yine C.Ronaldo'ya çok benzeyen fiziğine nazaran ortalama bir hıza sahip Görkem. Onun özelliği topla çok rahat adam geçmesi. Ve bu çalımların çoğu Arda Turan'ın çalımları gibi dur-kalklarla, aklıyla atılıyor. Çok etkili kornerler kullanıyor nitekim en sonuncusunda Gökay golü yaptı. 2003 senesinde keşfedildiği Danone kupasından hemen sonra gelmiş Fenerbahçe'ye Görkem. Diğer oyuncular kadar fazla izleyemedik tabi ama sahada bir duruşu var gerçekten...

Unutmadan Furkan Aydın ise Guiza'nın mini versiyonu. Biri arada aşırtma atıyor, diğeri arada çalım atıyor tek fark bu. Bir de Furkan Guiza gibi pozisyona giremiyor dolayısı ile kaçıramıyorda... Ciddi zamanlama ve oyun bilgisi sorunu var. Bir de garip şekilde tüm gücüyle koşmaya çalışırken arkasından birisi çekiyormuş gibi koşuyor. Bundan sonraki durağını gerçekten çok merak ediyorum. Bu çocuğa yeni Hakan Şükür diyorlardı, Hakan Şükür küçükken böyle ise gerçekten onun hikayeside azmin zaferiymiş, alkışlarım.

Takım olarak ön alanda çabuk baskı kurma çabası gözüme çarptı Fenerbahçe'nin. Furkan hariç oyuncular gerçekten çok diri ( hoş, nasıl olacaklarsa başka ) ve müthiş bir iştaha sahipler. Abdülkadir ve Okan takım içi oyun planına pek sadık kalmasalarda ( ve bizde postun büyük bölümünü garip şekilde bireysel performanslara ayırsakta) mümkün mertebe paslı oynamaya çalışıyor Fenerbahçe'li oyuncular. Dediğimiz gibi Gökay gibi, Onur gibi, Serhat gibi farklı oyuncular ise basit oyun oynarken bile sırıtıyorlar işte...

Kısacası bu takımdan da 3 sene içinde üst yapıya topçu çıkmazsa ben birdaha gitmem kardeşim Dereağzına filan... Devre arası ısınmak yerine kaleye geçen stoper Sertaç ve ona şut atan kaleci Alptekin dışında tabi.

3 yorum:

Unknown dedi ki...

serhat hürrüyeti izmirden takip ediyorum.bu çocuk bucasporla kütahyada gol kralı olmuştu.stoper oynarken.inaılmaz hırslı güçlü ve inaılmaz kalpten oynuyor.allah yolunu açık etsin servet önder gökhan zan oynuyorsa bu ülkede yıldız adıyla emin olun serhat hürriyetin yeri türkiyede olmaz iki yıl içinde.

Diferansiyel dedi ki...

İlk önce yorumunuz için teşekkür ederim. Biraz geç oldu cevap, mağlum bayram ve akabinde işlerin yoğunluğu...

Serhat'ın yürekten oyunu onu izlerken göze batan en önemli özelliği zaten. Koskocaman bir yüreği var, taşıyor desek yeridir. İşallah hakettiği yerlere gelir.

aykupetto dedi ki...

abdülkadir'in belediyeye kiralanması hem kapo hem kanarya hem de belediye için çok olumlu bir gelişme oldu(nadiren yaşanan bir durum). zira daumun rotasyon özürlü olması ve kadroda sözde çok kalburüstü oyuncu olması abdulkadirin de geleceğini sekteye uğratabilirdi. bugünkü maçta da gökay kadroya alınmış, oynatılmayacak elbette ama nihayet kanaryanın altyapısındaki kıpırdanmaların meyvelerini görebilmek gerçek fenerbahçelileri umutlandıran bir durum.bu arada detaylı post için teşekkürler.

Related Posts with Thumbnails