14 Ekim 2009 Çarşamba

Fenerbahçe-Galatasaray A2 Derbisi


Söz konusu çubuklu ile parçalının kapışması olunca fotoğraftaki gibi bu formanın temsilcileri otomatik bir gerilimle çıkıyorlar sahaya.Bugünde yer yer benzer sahneler yaşandı bu büyük rekabette..

Biz de bugün bu rekabetin altyapılarda ne denli bir tat vereceğini görmek için Dereağzında idik. Altyapı demişken; Galatasaray altyapı direktörlerinin talimatı ile bol A takım takviyeli bir takım(Murat Akça,Serkan Kurtuluş,Alparslan Erdem,Serdar Eylik)ile çıkmıştı sahaya,dolayısı ile rakibin kaleci hariç en büyük oyuncusunun 91 li olduğu bir ortamda A takım-A2 takım tadında maç bekliyordu bizi. Oyun olarak bu derece büyük bir fark olmasa da baskın olan takım Galatasaray'dı maçın son bölümü hariç...

Alparslan sol bek,Murat stoper,Serkan sağ bek başladı maça.Bir de sahada ''Ben bu oyunculardan farklıyım'' diye bağıran bir Serdar vardı Galatasaray'da. Onunda yoktan varolan penaltıyı kaçırması futbolun tadı olsa gerek... Teknik olarak olmasa da fiziksel ve zihinsel olarak katetmesi gereken epey bir yol olduğu düşüncesindeyim. Oyun anlamında ise daha yardımlaşmalı ve takım olgusuna sadık kalacak şekilde oynaması gerekiyor. Aksi taktirde yeteneğine yazık eder.

Galatasaray'ın forvetindeki isim (Anıl Dilaver olsa gerek-11.20.1990, 1,82 cm-) dikkat çeken bir başka isimdi. Ancak o da Serdar gibi bireysel takılmayı, abilerinin senelerdir 11 kişi yapamadığını tek başına yapmaya çalışmayı tercih ettiğinden verebileceği maksimum katkıyı veremedi.

Fenerbahçe'de ise kaleci Ertuğrul Taşkıran güven verdi. A Takım için bir boy küçük A2 için bir gömlek büyük bu kaleciye bir çözüm bulmak gerek. Artık Bank Asya'da kiralık mı olur ne olur bilemeyeceğim ancak fiziği, yer tutuşu ile meziyetli bir kaleci olduğunu her haliyle belli etti.

İkinci yarı oyundan alınan 92 doğumlu Barış oynadığı süre içerisinde toplu ve topsuz olarak Galatasaray'ın sol beki Alpaslan'ı epey zorladı. Daha önceki maçlarda ön libero olarak izlediğimiz Barış'ın kanatta da ortalama üzeri bir performans vermesi ümit verici. Çift ayağını uzun süredir bu kadar dengeli kullanan bir oyuncu da görmediğimi belirtmek gerek, sağ mı sol mu belli değil. Genç Milli Takımlarda'da kaptanlık yapmış- yapan bir isim olan Barış'ın üzerine koyarak devam etmesi gerek.

Fenerbahçe'nin Hasan Erbey'in yanında oynayan iri yarı stoperi Serhat'da(20.04.1992, 1,91 cm) hatasız bir maç çıkardı, Galatasaray'ın uzun ama hiçbir işlevi olmayan(Sinan Osmanoğlu 01.09.1990, 1,94cm) stoperine nazire yaparcasına...Sahada fizik ve oyun olarak üst kademeler için en hazır görüntü çizen oyuncuların başında geliyordu. Kendisinin stoper olması benim için ayrı bir sevinç kaynağı tabi.

Orta sahadaki İsmail'de hızlı ve isabetli kararlar alması açısıdan bizi umuda sevkeden diğer bir oyuncu oldu.Enes ile uyumlu idi. Bir elmanın iki yarısı olmuşlar, orta sahayı iyi parsellediler fizik olarak kendilerinden üstün Galatasaray orta sahasına karşı. Enes 'te Mehmet Topuz'dan yediği tekmenin izini silmiş gibiydi. Mağlum son A2- A takım maçında Mehmet Topuz'a bacak arası atma girişiminden sonra A takımda oynayan abisi kendisine kendinden büyük bir oyuncuya bacak arası atmaması gerektiğini kibarca(!) izah etmişti.

Oyuncu bazında son paragrafı Recep Berk Elitez'e(28.01.1992) açalım. İzlediğim iki maçta(İbb,Galatasaray) toplasak bir pozisyon etmeyecek pozisyonlarda iki gol buldu. Attığı gollerde zor gollerdi. Kendisini hız ve sahadaki duruş bakımından Sercan Yıldırım'ı anımsattı bana. Sercan'a bu kadar takan yönetim işallah kendisininde farkındadır. Tabi teknik olarak Sercan'dan biraz daha geride ancak 1,81 olan boyuna rağmen duvar olabilmesi ve kaleciden gelen degajlarda 1,94 stoperi arkasına alıp servis yapabilmeside Sercan Yıldırım'dan farkıdır. Tabi bir de topsuz alanda rakibi yoklaması, halini hatrını sorması yani kısaca Kezmanvari hareketler sergilemesi bizi bizden alıyor. Aşağıdaki resimde görüldüğü üzerede gayet kendinden emin ve tribünlere bayan taraftarları çekebilecek bir futbolcu kendisi. Fiziksel olarak daha iyi seviyeye gelmesini sağlayacak bir program eşliğinde iyi bir nöbetçi santrafor(!) kazanabilir Fenerbahçe. Dikkat edilesi bir isim kısacası zira Süper Genç performansı da Batuhan Karadeniz'in altyapı performansına benzer...
Sonuç itibari ile Serdar Eylik'in farkı Galatasaray'a Kadıköy'de yine yetmedi. Daha tempolu ve hızlı oynamaya çalışan takıma karşılık gücünün farkında olarak sabırlı olan Fenerbahçe kazandı. Serdar'da -aşağıdaki fotodaki gibi- Paf maçı sonrası boynu bükük Dereağzından ayrılan Arda abisi gibi Florya'nın yolunu tuttu.


Maç yazısı için Kadıköy'de gelenek bozulmadı da aklımdan geçmedi değil. Ancak Kadıköy büyüsünü kendimiz bozmayalım değil mi, çok fazla dile getirmemek gerek.Ne diyelim, darısı A takıma...

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails