9 Aralık 2009 Çarşamba
Fenerbahçe-Kasımpaşa A2 Maçı
İçlerinde hocalarının yaptığı tercihlerin hesabını yapmadan sahaya çıkan ve yine hangi takım arkadaşının oynadığını umursamadan görevlerini yapmaya çalıştıklarından seviyorum bu kademedeki oyuncuları...Dolayısı ile maçları.
Öyle hoş, öyle güzel geliyor ki onların amatör ruhları.Stoperlerin sektirdiği toplar, yetişmeyen kornerler, basit top kayıpları... Gerçi şuan bu kademede de oyuncular ciddi seviye atlamış; maçların kalitesi gelebileceği en üst seviyeye yaklaşmış. Ama zaman zaman görmüyor değiliz hani. Mesela Kasımpaşa'nın yediği ilk gol !
Oysaki Kasımpaşa maça oldukça hızlı başlamıştı. Ben sağımdan solumdan gelen '' şu çocuk kaçlı, asıl mevkisi ne, nasıl topçu'' sorularını cevaplandırırken Paşa'nın sağ açığı solbek Devrimcan Beyaz'ı epey zorluyordu. Ama Devrimcan çok sert müdahalelerle sindirdi sonrasında rakibini.
4/0 lık skor(Furkan ve Doğukan 2 şer tane attı) yanıltmasın, çok iyi mücadele etti Kasımpaşa. Evet bazen son pası bazen son vuruşu yapmakta zorlandılar ama kıran kıran mücadeleleri alkışlanacak cinstendi. Bizim sağ açık karşı karşıya topu biraz eveleyip geveleyince Devrimcan yattı aldı, sonrasında Doğukan ıslak zeminin yardımıyla golü yaptı. Sonrasında morali bozulan Kasımpaşa'nın savunma direnci düştü ve maç farka gitti.
Beğendiğim oyuncuları zaten blogu takip edenler biliyorlar. Bu maç çok extralarına şahit olmadığım için çok fazla üstlerinde durmayacağım. Her zaman yaptıkları işleri yaptılar, Gökay çalım attı, oyunu yönlendirdi, mücadele etti, Serhat ise; rakibin 1,90lık forvetini adım adım takip etti.
Bu oyunculardan ziyade İsmail Aslan ön plana çıktı bu maçta. Kasımpaşa'nın baskı kurduğu dakikalarda soğukkanlı hareketleriyle oyunu rahatlattı, yönlendirdi, arkadaşlarını gol pozisyonuna soktu. Daha önceki maçlarda iki ön libero ile maça çıkılmasına rağmen Enis'i ortasahaya kitleyip kendisi forvet arkası takılan Abdülkadir'i yaptığı çok olumlu işlerde geride tutmayı becerdi, yeri geldi atağa çıktı, yeri geldi top kesti. Tek bir olumsuz tercihine şahit oldum bugün kendisinin, o da maçın sonlarında sağında ve solunda müsait arkadaşları varken uzak mesafeden kaleye atmaya çalıştığı şuttu. Bunun haricinde kusursuzdu gerçekten. Ama o kadarda olsun artık değil mi
Abdülkadir demişken... Top tekniğinin ve oyun bilgisinin iyi olduğu ortada. Zira atılması gereken ters topları çok güzel şekilde gitmesi gereken yerlere teslim etti diyebiliriz bugün. Sahadaki en güçlü isim olduğunuda söyleyebilirim. Ancak birşey eksik Abdülkadir'de.
O ne mi?
İstek...Sanki zorla oynuyormuş gibi. Maksimumunu kestiremesek de bu olmadığı açık.(Buysa zaten elveda hayaller...) Ve yine bu seviyeyi çok benimsemediğinden olsa gerek ki kimi yerlerde topu gereğinden fazla ayağında tutuyor. Oysaki benim onda gördüğüm en önemli özellik pas kabiliyeti. Bunu daha fazla kullanması lazım.
Okan mı?Kulağı çekilmiş gibiydi, birkaç pozisyon harici çok fazla sıkıntı yaratmadı geçen maçlara göre... Takımda yedek sağbek sıkıntısı varken devre arasında çıkartsınlar A Takıma. Evet şuan Gökhan Gönül'den iyi değil, forma almasını beklemek hayalcilik ama Türkiye'de ki çoğu sağbekten daha iyi. Ve Gökhan Gönül'den daha potansiyelli.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder