Esasen geçtiğimiz sezonda birbirinden kopuk, ne yaptığını bilmeyen, ciddiyetsiz, sistemsiz bir takım vardı. Ancak yaş gruplarında epey gol atan Berk Elitez, U17 turnuvasında dikkat çeken Gökay ve Okan, ek olarakta Görkem tüm bu olumsuzluklara rağmen izlenir kılıyordu bu takımı. Arada Gökay araya salıyor, Okan iki üç adam bağlıyor, Recep Berk uzuyor gidiyordu. Bu sene Beykan ile tutunmaya çalıştım bu takıma ancak o da ne zaman gitsem oynamadı. Dolayısı ile A2 takım maçını izlemek için tek sebep olarak Görkem Kulbay, Enis Gül ve İsmail'i izlemek kaldı. Eh, Görkem ve Enis'te anlayamadığım bir şekilde oyuncu havuzunun dışına çekilince, geçen sene büyük keyif alarak gittiğim yol gözüme gözüme batmaya başladı. Kendi yazımın fotoğraflarını kendim çekeyim diye götürdüğüm fotoğraf makinası ile tek fotoğraf dahi çekme isteği uyanmadan ; uyutan, sıkıcı maçlar izlemeye başladım.
Bugün Gökay, Okan, Hasan ve Berk'in oynadığı haberini alınca anlamsız şekilde güzel bir maç olacağına dair bir his uyandı bedende.. Hem bu oyuncuların A takım idmanlarından sonra bu kademede ne kadar fark yaratacaklarını izlemek , hem Pendik'ten alınan iki genç oyuncunun futbol karakterleri hakkında gözlem yapmak hem de uzun süre sonra Görkem'i izlemek için çıktım yola. Dereağzı'na vardığımda karşı tarafımda kalan tribünde önemli adamların olduğunu anlamıştım, ancak Alex'in orada olduğunu bilseydim, maç filan dinlemez sahanın ortasından koşar tırmanırdım oraya. Sürekli maç izlediğim binanın tepesinde bu sefer Aykut Kocaman vardı.Dolayısı ile çıkamadık oraya, kuş bakışı kesemedik sahayı. '' Messi '' Recep abilerini izlemeye gelenlerdendi. Yine Beşiktaş'ın çok büyük kazık yiyerek Antep'e kaptırdığı Orhan Gülle ve eski Fenerbahçeli, yeni Beşiktaşlı Semih Beyaz'da Dereağzı'nın diğer tanıdık konuklarıydı. Arada Hürriyet Gazetesinden Ahmet Ercanlar abimi gördüm, ancak rezalet olan yerimi kaptırma korkusu ile gidemedim yanına. Kusuruma bakmaz işallah. Ki o içerideydi zaten gitme olasılığımda yoktu sanırım. Ek olarak Emre ve Lugano'da varmış, onları devre arasında televizyonda görme fırsatım oldu. Maraton Tugay, Raşit Çetiner ve Orhan Ak'ın da orada olduğunu yazmış, kendilerini göremesem de not olarak düşülebilir.
Maça Fenerbahçe iyi başladı. Ancak blogda daha öncede bahsettiğimiz Berkin Arslan ( tam olarak şuraya tıklamanız gerekiyor. ) zaman zaman büyük tehlikeler yarattı Fenerbahçe kalesinde. Benim çok beğendiğim, bana göre A takıma çıkan oyuncular arasında en yetenekli olan Okan Alkan'ı ilk yarı epey zor durumlara düşürdü. Nitekim sanırım 14. dakikada 35/40 metrelik deparıyla golü de haketti ancak savunma önüne zamanında yattı. Ancak gol 27. dakikada Berk ile Fenerbahçe'den geldi. İlk yarı genelinde Berk iyi boğuştu kendinden epey daha fizikli olan rakipleriyle. Bana epey güçlü gibi geliyor ki hızının yanında bununda olması çok önemli. Tabi birebir kaldığında daha fazla numara yapabilse herşey daha anlamlı, hayatta daha güzel olacak ama bakalım; belki zamanla...
Hasan ilk yarı itibari ile defansta bildiğim gibi oynadı. Galatasaray'ın forveti Anıl Dilaver'i iyi kontrol etti. Nitekim Anıl ilk yarı sonunda oyundan alındı. Gökay bildiğim Gökay, Fenerbahçe A takımında verdiğinin üstünde oynuyor. Ancak ben A takımda oynayan bir oyuncunun buraya gelip direkt maç almasını bekliyorum. Özellikle takımı için çok kritik ve skor üretmesi gereken bir mevkide oynuyorsa... Pas tercihleri, oyun görüşü herşey çok güzel ancak daha fazla skor üretmeli Gökay. Bunun içinse daha kuvvetli ve daha cesur olmak zorunda.
Görkem nerede diyeceksiniz; ikinci yarıda yemekhanede kendisi ve stoper Zeki ile beraber izledik maçı. Soğuktan ve rezalet açıdan kurtardı bizi. Talihsiz bir sakatlık geçirmiş o da , böyle bir maçta olmaması benim için hayal kırıklığı oldu. Hoş, sakatlığı olmasa da anlamadığım şekilde oynatılmıyor ya. Garip işler. Ne desek boş.
Onun gibi sahada olmayan bir başka isimde Enis Gül'dü. Pendik'ten alınan ismi yanılmıyorsam Eren olan oyuncumuz tarafından kesilmiş Enes. Ben Eren'i de sonradan oyuna giren İlyas'ı da beğendim, iyi kumaşları var, iyi transferler bunlar. Ancak Enes'i kesmek için de bir sebep göremiyorum. Diyorum ya akıl almaz tercihler olduğunu düşünüyorum bu kademede. Bunu sadece maç kadrosuna bakıp değil, Sivas'a , Batman'a giden oyuncuları da göz önünde bulundurarak söylüyorum. Ve Gökay, Hasan, Okan ve Berk'in adına karaladığı ilk şeyler 1,5 sene evvele rastgelen birisi olarak söylüyorum bunu. Ancak bir önceki paragrafı bağladığımız gibi bağlamaktan başka birşey de gelmiyor elden. Garip işler işte, çok garip hem de...
İkinci yarı için ne yazarsam boş olur zira daha çok muhabbet ettik. Onur Karakabak'ı sordum, Manisa'ya verildiğini öğrendim. Geçirdiği sakatlık sonrası tedavi süreci umarım olumlu geçmiştir de Manisa'da şans bulur kendisi.
Maç bitiminde Recep Berk Elitez söylene söylene soyunma odasına gidiyordu zira Galatasaray'a beraberlik getiren gol son dakikalarda gelmişti. Ertuğrul'da Şenol Çorlu'ya dert yanıyor gibiydi.. Okan soyunma odasına giderken sinirli gözüküyordu. Gökay ise u17'den kaptanı Orhan ve eski takım arkadaşı Semih ile muhabbet ediyordu. Biz de yavaş yavaş evimizin yolunu tutuyorduk...
Galatasaray'da Berkin Arslan, Cem Sulyan ve Semih Oğuz'u beğendim(üçüde prof). Galatasaray'ın profesyonel yaptığı bir başka oyuncu olan 8 numara Bilal Özhan'ın sahayı karıştırmak adına yaptığı her türlü çirkinliğe göz yuman hakemede notum zayıftır. Keza aynı hakem Galatasaray'ın iki dakika içerisinde 1,5 penaltısını da görmezlikten geldi, bunu da belirtmezsek olmaz sanırım.
6 yorum:
beykanın bayadır oynamamasının sebebi hakkında bi bilgin var mı?
Malesef. Öğrendiğimde paylaşırım.
onur karakabak manisaya verildi ilk maçta yedek kulübesinde oturdu onun dışında ne kadroya ne aldıalr ne a2 takımı ile maça çıktı...yani insan merak ediyor madem oynatmayacaksınız ne diye alıyorsunuz diye:(
Bağlayıcı sözleşmeler yapmak gerekiyor böyle oyuncuları verirken..
Beykan'ın da sağ el bileği kırılmış.
berk elitez kişilk bakımından nasıl bir futbolcu yani bencil mi agresif mi çirkef mı azimli mi hırslı mi böyle özellikler var mı?
Berk Elitez'i yakından tanımıyorum pek. Çok yakınında olanlarda bu tip konularda keskin ve olumsuz konuşamıyorlar. Saha içinde sert ve çirkef. Kezman gibi sağlam çalışıyor belaltı filan. Saha dışında da cool bir arkadaşa benziyor. Benim gözlemlerim bu yönde...
Yorum Gönder