24 Ekim 2010 Pazar

Galatasaray Derbisinin Ardından

Az Alkmaar, Köln, Young Boys, Paok, Trabzonspor Kayserispor, Beşiktaş ve Galatasaray...

Eğerki bir takım kazanması gereken hiçbir maçı kazanamıyorsa, dahası biraz iyi bir rakip görünce sahada hiçbirşey veremiyorsa Sabri'nin pozisyonundan penaltı çıkarmaya çalışması normaldir. Çünkü buna muhtaçtır. Bence bu pozisyon özelinde itirazı, beklentisi haklıdır da. Ama acaba buna hakkı var mıdır?




Senelerdir derbilerin büyük çoğunluğunda baskın olan ve derbi canavarı olarak adlandırılan takımın oynadığı üç derbide ( hoş, bana göre bu rakam sadece bir ) iki puan çıkarması değişim dönemi sancısı mıdır? Yoksa; derbileri bir kenara bırakıp puan bırakılan maçlardaki rakiplerin karakteristiğini göz önünde tutarsak yanlış yolda olduğunun ispatı mıdır?

Takımın en önemli oyuncuları sakat ya da cezalıyken tek oyuncusuna 40 milyon biçilen Lille'e şanssız biçimde elenen takımın hocasına sabaha kadar atıp tutanları, bu camianın futbol branşı tarihindeki en büyük başarısını kazandıran hocasına stajyer diyenleri inanılmaz bir sessizlik sarmış durumda. Önemli maçlar geçti deniliyor. Ama nasıl geçtiğinin tartışılmaması,geçmişte en sıkıntılı dönemlerde dahi böyle maçlarda sahaya bir karakter koymaya başlayan bir takımın; en iyi oynadığı maçlarda son derece silik kalmasının konuşulmaması oldukça manidar. Yabancı hayranlığı varmış bir de güzel memleketimde. Bu ülkede tarihin her safhasında, varsa varsa kraldan çok kralcılık var, ötesi değil ya , konumuza dönelim.

Fenerbahçe sene başından maçlarını açık farkla kazansa dahi ciddi bir alan parselizasyonu sorunu yaşıyor. Bir de buna kağıt üstünde 4/2/3/1 olan ama sahada ne olduğu belli olmayan, -aslında kağıt üstünde bile oldukça sırıtan bir- şablon eklenince( buna oyuncu tercihleri sebep oluyor) iyi takımlara karşı tutunmak olanaksızdı ki bugün birkez bu gerçekle yüzleştik.

Benim gördüğüm en iyi oyuncularla kurulu Fenerbahçe bu Fenerbahçe'dir bunu peşinen belirtmekte fayda var. Ama oyuncular bireysel olarak ne kadar iyi olsalar da antrenör kafasında olanları yalın bir şekilde anlatıp uygulatamıyorsa bu tablo kaçınılmaz.

Aykut Kocaman pas ve hız üzerine kurulu bir takım hayal ettiğini, kafasında Barcelona gibi bir Fenerbahçe olduğunu belirtmişti vakt-i zamanında. Böyle bir Fenerbahçe için defansın çakılı kalmamasından tutun da sahada aktif olarak yer değiştirmeye kadar halledilmesi gereken birçok husus var. Ancak sene başından beri Yobo gibi hızlı ve çok sağlam bir stoper varken defans yaydan kuruluyor. Dahası bir yığın seri, yer değiştirerek oynamayı seven oyuncu varken '' yer değiştirme '' sadece mevki değiştirmekten ibaret oluyor.

Uzun uzun yazmak amacıyla başladığım postu devam ettirmekte böylece güçleşiyor. Zira ben bunları sene başından beri söylüyorum, aynı şeyleri ısıtıp ısıtıp yazmak kaç maçtır hiçbir fayda getirmedi. Getirmeyecekte... Çünkü herkes Topuz-Emre yanyana oynamaz, göbek olmaz derdinde. Kendilerinden daha kırılgan ve fiziksel dezavantajları olan Selçuk İnan-Colman ikilisinin nasıl oynadığını sorgulamaksızın... Hocalığın sadece özlü sözler etmek olduğu konusunda sonsuza kadar inatlaşabilecek bir tavırla...

Az Alkmaar, Köln, Young Boys, Paok, Trabzonspor Kayserispor, Beşiktaş ve Galatasaray...

Umarım yeterlidir ve gerçekten bir ders alınmıştır diyeceğim de...

''Alınmadı mı?'' diyerek devam edesim yok da değil.

Nerede derbi canavarı Fenerbahçe?

Nerede oyuna hükmettiği her istatistiki veri ile sabit olan Fenerbahçe?

Nerede Avrupa'da yense de yenilse de sahaya karakter koymaya başlayan Fenerbahçe?

Nerede pas üzerine kurulu Fenerbahçe? Nerede Aykut Kocaman'ın pas üzerine kurulu olup rakibin yarısı kadar pas yapan Fenerbahçe?

Nerede sahayı -özellikle Zico zamanında- inanılmaz iyi şekilde parselleyen Fenerbahçe, nerede defansı ile orta sahası arasına düşen her topta ribaundu rakibe veren Fenerbahçe?

Nerede sahada ne yaptığı bilen Fenerbahçe? Nerede Galatasaray'ın kaos futboluna doğru sürüklenen Fenerbahçe?


Evet, Colman ile Selçuk yanyana oynar ama Emre ile Mehmet oynayamaz. Çünkü sahada ne yaptığını sorsan cevap veremeyecek 11 oyuncu var. Ve tabiki bunun kaynağı olan, 15 maçtır takımın en temel probleme dair en ufak bir değişim yaratamadığı halde kameralar karşısında Socrates gibi demeçler veren bir Teknik Direktör var. Konuşmaya devam...

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails