23 Eylül 2010 Perşembe

Biraz da İcraat...

Efsane kontenjanından(?) sebep yönetmeyi düşünmediğini söylediği takımın başına nasıl geçtiğini, belli bir ederi olan ,İspanya'da gol kralı olan oyuncuyu yaptığı açıklamalarla nasıl değersizleştirdiğini, Daum zamanında kimi oyuncularla olan yakın ilişkilerinin buralarda olmasına sebep olduğu iddaalarını konuşmamaya özen gösterdim Aykut Kocaman adına. Zira benim gözümde altın kadar değerli olsa da daha önce kriz anında harcanan Hagi,Bülent,Rıza gibi isimlerin yaşadıklarını hatırlayınca yöneticiler nazarında bozuk paradan farksız olduğunu, zor zamanda taraftarın gazını almak için sahnelenen ucuz bir tiyatro olduğunu gördüğümden bir de biz ilk andan başlamayalım dedim. Ersun'un Gençlerbirliği, Ertuğrul'un Kayseri ve Bursa gibi referansları olmasına karşın hayatının hiçbir bölümünde teknik direktör olarak kayda değer bir başarı kazanmamış hocamızın yapacaklarını gözlemleyeyim, mümkün olduğunca pozitif taraflarını yazmaya gayret edeyim düşüncesindeydim. Ancak ta en başından itibaren , benim gibi ; kendisinin yanlış tercih olduğunu düşünenlerin dahi olumlu tarafını görmeye çalıştığı Aykut Kocaman, basında kimseye gösterilmeyen saygıyı gören Kocaman, malesef ki endişelerimi haklı çıkartıyor.

Bir takımın antrenörü olsanız, yabancı sınırı olan bir ülkeden 5/6 milyon vermeye razı olduğunuz oyuncu hakkında kendi antrenörü atıp tutarken sergileyeceğiniz tutum, izleyeceğiniz transfer politikası ne olurdu?

Antrenörlük anlamında ciddi eksiklikleri olan Aykut Kocaman'ın Guiza konusundaki tavırları onun yöneticilik anlamındaki meziyetlerini sorgulamama sebep olmuştu. Akabinde yeni nesil Fenerbahçe taraftarının efsanesi Alex'i tabir-i caizse itin götüne sokması durumu yaşandı. Onla geçen senelerde kaybedilen şampiyonluklardan da vurdu, topa ayak uzatmamasından da...

Halbuki kimseye verilmemiş güç ona verilmişti. Bu sebeple yapacağı şey ise çok basitti. Takımda böylesine saygı gören bir oyuncuyu, basın ve takım önünde bu derece hedef alıp onun ve takımın olağan performansı sergilemesi düşünülemezdi. Ki olmadı da...

Sonrasında Kazım olayı patladı. Geçen sezon Daum'un antrenörlük meziyetleri sayesinde ligin ilk 10 haftasına beklenmeyen bir çıkışla damga vuran Kazım'ı devre arasında yollatması sinirini almamış olacak ki ilk gördüğü kırmızı karttan sonra kameralar önünde '' Gereğini yapacağız...'' diyerek herhangi bir taraftardan farkı olmadığını bir kez daha ortaya koydu. Taraftar stadta Aykut Kocaman Samandıra'da bir güzel yediler Kazım ile Guiza'yı. Israrla kanat isteyen hocanın elindeki en verimli kanat oyuncusunu yollatması hakkında daha uzun yazılabilir ve hatta ciddi iddaalar da ortaya koyulabilinir ya neyse artık...

Sadece olayın idari kısmında sınıfta kalmadı Aykut Kocaman. Takımın ligde bulunduğu sırayı bilmeden yazıyorum bu yazıyı ; zira zerre umrumda değil. Ben bana vadedilen ile gözlerimle gördüklerim arasındaki farklardan bahsetmek istiyorum. Mesela bu takımın ilk hazırlık maçından beridir futbolunda bir gram değişiklik olmamasından. Veya takımın ciddi saha parselizasyonu sorunu yaşamasından. 10 tane ciddi sayılabilecek maçtan sonra hala Mehmet sahada başı kesik tavuk gibi. Hala hızlı oynayacağız, rakip yarısahada takılacağız diyen antrenörün takımının ortasahası ile defansın arasında oynayan oyuncu yıldız oluyor. Neden mi? Çünkü orası bomboşta ondan. Garip şekilde Alex varken de Cris ile Emre dikine diziliyorlar, Alex yokken de. İşin daha garibi Selçuk oynadığında o da birisi ile arka arkaya diziliyor sahada. Önde kalabalık bir oyuncu kümesi olmasına rağmen iki pasta rakip ortasahayı geçiyor hala.

Bunun yanında içeride-dışarıda galip ya da mağlupken çıkacak olan oyuncuda belli, girecek olan oyuncuda. Forvet arkası çıkıyor mağlupken bile Selçuk giriyor. Defans çıkıyor Selçuk oraya geçiyor. (Kayseri maçındaki rezaletten bahsetmeyeceğim bile...)Ortasaha çıkınca Allah'ın emri zaten... Süperman gibi çıkan kim ve hangi mevkiden olursa olsun giren Selçuk Şahin. Ve skor ne olursa olsun...

Ve bakıyorum Aykut Kocaman çıkmış yine birşeyler anlatıyor. Barcelona'dan yola çıkarak yaptığın benzetmelerde Barcelona'ya benzeyen birsürü takım sayarım ama bir tanesi Fenerbahçe olmaz. Sürekli birşeyler anlatılıyor söyleniyor ancak; birazda icraat... Kimse bu güce sahip olmadı, değerini bilmek gerek. Tez zamanda...

1 yorum:

hakan şen dedi ki...

gerçekten doğru tespit.

Related Posts with Thumbnails