8 Mart 2010 Pazartesi

Christian Baroni

Alışılmış şekilde Poulsen beklerken şapkadan alakasız bir oyuncu çıkınca büyük hayal kırıklığı ile beraber beklentileri en aza indiği bir ortamda geldi Baroni. Lambuja'nın referansı bile ''Kimdir bu oyuncu?'' diye düşünüp indirdiğim Corinthias maçlarındaki vasat görüntüsünü gölgeleyemedi, düşüncelerimi olumluya çeviremedi. Bu sebeple en ufak bir farklılığına büyük anlamlar yükleyecek bir duruma geldim.


http://img4.mynet.com.tr/spr3/15135_501.jpg

Corinthias'da genellikle iki stoperin içine gömülerek oynadığı oyun genel olarak Fenerbahçe'nin aradığı tarz oyuncu özelliği idi. Ama sadece bu yetersizdi, tek başına anlamsızdı. Zira oynadığı bölgenin sorumluluklarını yerine getirmesi için gerekli olan kalça ve omuz kullanma, hava topuna çıkma, sertlik gibi özellikleri izlediğimiz kadarıyla kendisinde yoktu.

Yine de Fenerbahçe'nin pas üzerine kurulu oyununa ilk yarı itibari ile çok şey kattı Christian. Beklentiler minimum olduğundan çarpraz net pasları gözümüze Xabi Alonso inceliğinde geliyordu ki bir de ilk zamanlarda tutturduğu %90 lık pas başarı yüzdesi işin kreması olmuştu. Performansı ile '' acaba? '' dedirtir olmuştu Christian, umut vadediyordu.









Ne olduysa ikinci yarı itibari ile Christian'ın oyunu ilk yarıdaki oyunundan tamamen farklılaştı...Sertlik sorunu olsa da defans ile orta saha arasında gördüğü köprü vazifesinin takım dinamiğine verdiği fayda Christian defansif sorumluluklarını aksatınca, daha fazla ön alana çıkınca zarar olarak karşısına çıktı Fenerbahçe'nin. Emre'nin 60'lı dakikalarda bitmesi, defans ile orta saha arasındaki mesafenin 30 metre civarına çıkması ve bu sebeple bu bölgeye atılan toplara giden rakip santraforları bozmak için öne çıkan stoperlerin arkalarının boşalması cabası...


















Bir de her topta rakibe dirsekle gitmesi var tabi. Teknik cümleleri bir kenara bırakırsak ben Fenerbahçe taraftarı olarak bu kadar kasıtlı hareketlerde bulunan bir oyuncuyu kaldıramıyorum. Sertliğe evet, mücadeleye evet de herşeyin bir şekli var... Kendi oyuncumuz Emre Belözoğlu'nun, rakibimizin oyuncusu Arda Turan'ın kazanma hırsına ve bu eksende yaptıkları sertliklere göz yumabiliyorum,anlayış gösterebiliyorum zira bu oyuncuların hareketlerinde ''rakibin ağzını yüzünü kırmak'' gibi bir amaç sezmiyorum açıkçası. Ama Christian her pozisyonda rakibine dirsek attığında benim midem kalkıyor. Keita ve Bilica'nın yaptıklarında olduğu gibi... Ve sayesinde Keita'ya laf söyleyemez olduk, nasıl söyleyelim, sağolsun Christian kendisinden beter...

Yine de;

Aurelio'nun ilk zamanlarında verdiklerinden fazlasını verdi Chris, ve yine Aurelio'dan çok daha fazlasını vadediyor. Ama Aurelio'nun geldiği Fenerbahçe ile şuanki Fenerbahçe'nin üstündeki beklentiler taban tabana zıt bu sebeple geleceği iyice düşünülmeli.Vadettikleri bir dahaki mesaj konusu olan Bilica'ya göre daha fazla olduğu için sene sonuna kadar iyi gözlem yapılmalı Christian konusunda. Ve yine iyi bir analiz... +2 olarak kullanılacaksa alınacak yabancının oyun karakteri konusunda doğru saptama yapılmalı. Eğer ki Emre'nin performansını maksimize etmek isteniliyorsa, Alex'den bir sene daha yararlanılmak düşünülüyorsa...














Benim mevcut durum hakkında düşüncem şudur ki yanında Emre Belözoğlu önünde Alex oynayan bir takımın ön liberosu Ernst , Poulsen tarzında bir oyuncu olmalıdır. Cristian zamanla bu seviyeye çıkabilir ancak bence Fenerbahçe'nin bu gelişimi bekleyecek zamanı yoktur. Lorik Cana'yı kandırmak gerekti zamanında...

He yok , klasik 4/4/2 takımı oluşturulacaksa Lugano'nun yanına dengeli bir stoper ile beraber Emre-Chris ikilisi şuanki verdiklerinin en az iki mislini verebilirler. Tercih meselesi, tercihi Daum yapıyorsa ya Chris'in Avrupa futbolu eksenindeki sorunlarını çözüp Aurelio'nun iki gömlek üstünü ortaya çıkartacak ya da daha hazırını alacak. Bu konuda kendisine güvenim tam . En azından oyuncu alırsa Zico gibi Maldonado'yu ya da Aragones gibi Josico'yu( bu ayarda) almayacağını biliyorum.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

maldonado'dan farkı maliyeti ve alex'in tavsiyesi olmaması acaba 7 milyon $ bonservisin ne kadarını kurtarabiliriz giderken

Related Posts with Thumbnails