29 Ağustos 2012 Çarşamba

Spartak Moskova Maçına Dair

Normal şartlarda takımların oturmuş düzen ve anlayışların böyle önemli maçlar öncesinde değiştirilmemesi gerektiğine inananlardanım. Ancak gerek geçtiğimiz hafta yaşananlar gerekse Spartak Moskova'nın oyun içi düzeninden sebep Aykut Kocaman'ın basın toplantısında belirttiği üzere '' dengeli ve kontrollü '' bir oyun anlayışının bu maçta Fenerbahçe'ye olumsuz etkilerde bulunabileceğini düşünüyorum. Herşeyden önce Fenerbahçe'nin bu anlayışa uygun bir defans hattının olmaması bunu düşünmeme sebep olan en büyük etken. Tabi bunun yanında senelerdir bu oyun anlayışının en temel parçası olan Alex'in 11'de düşünülmeyecek durumda olması - ki ben olsam ben de düşünmezdim. - , bu anlayışla mücadele edilen ve süre sıkıntısı olan maçlarda alınan sonuçlar ve dakikalar ilerledikçe taraftarın da enerji ve direncinin takımı olumsuz etkilemeye çok müsait olması bu fikrimin sebeplerinden.

Ancak takım sporlarında senin kadar rakibinin de ne olduğu , neleri iyi yapıp neleri yapamadığı da önemli. Buradan hareketle bu oyun anlayışının Spartak Moskova için de ideal bir rakip düzeni olacağını düşünüyorum. Gerek Fenerbahçe maçında gerekse hafta içi izlediğim Spartak maçlarında defanslarının hata yapmaya müsait olduğunu ve özellikle sağ beklerinin gerek ofsayt çizgisini genellikle bozduğunu  gerekse atılan ters topları karşılayamadığını gördüm. Öte yandan iyi yaptıkları işe gelirsek, şayet top yapma imkanı bulurlarsa oyunu kontrol edebilecek oyuncuları olan ve defanslarının katılımı ile oyunu Fenerbahçe'den daha iyi şekilde sıkıştırabilen bir takım Spartak. İleri uçtaki Emenike'nin süratini , gezici ve yaratıcı kanat oyuncuları olan McGeady'nin tekniğini sol açıktaki Bilyaletdinov'un temposunu anlatmaya gerek yok diye düşünüyorum.

Tüm bu saydıklarımdan hareketle  aşağıdaki kadronun ideal olacağı kanaatindeyim;

Hata yapmaya müsait olan sağ beklerinin üzerinden Kuyt ile baskı yapıp ilk maçta belki de kendisini aşan sol beklerini Krasiç ile kontrol altına almak ilk etapta rakibi sıkıntıya sokacağını düşündüğüm sebepler. Bunun yanında bu kadronun saha içinde çok farklı diziliş alternatifleri yaratması ve merkezin kontrolüne sahip olabilecek yetenek ve tempo donanımına sahip olması da bir başka sebebim.



Elde ŞL'de çeyrek final oynayan Lugano-Edu ikilisi ve kanatta da Roberto Carlos olsa idi muhtemelen böyle bir anlayış fazla cesur ve gereksiz gelirdi. Ancak Hasan Ali'nin gerek Spartak gerekse Antep maçında yaptığı hatalar ve sektirdiği topların yarattığı tehlikeleri ve Yobo ile Egemen'in henüz uyum sağlama aşamasında olduklarını düşünürsek geride hata yapmamalarını beklemenin iyimser olacağını düşünüyorum. Bir de olayın '' oynayan takımın '' stoperi olma hususu da var elbet. Zira defans oyuncusu olmak yüksek konsantrasyon ve uyum gerektirir. Eğer ki geriye yaslanma ya da oyunu dengede götürme isteğiniz varsa bunun için elde çok kemik bir geri beşli olması gerekir ki o bölgenin üç oyuncusu da yeni. Dolayısı ile bu şartlarda buradan hata çıkmamasını beklemektense taraftar ile bütünleşmiş ve oyunu önde oynayan bir takımın stoperleri olarak topun geriye düştüğü anda süpürülmesini beklemek daha iyi bir tercih olacaktır.


Görüldüğü üzere ideal olduğunu düşündüğüm 11'in hücum ve defansif olarak fazlaca opsiyonu da mevcut. Yalnız burada oluşması muhtemel yanlış anlaşılmaları düzeltmek için bir ekleme yapılması gerekiyor. En başta Emenike gibi bir kontra silahı olan takıma karşı sezonu daha yeni açmış bir takımın sürekli olarak oyunu önde oynamasını beklemek hem riskli ve iyimser hem de fazla cesur olan bir tercih. Oyunu Spartak'ın kontrol edeceği zamanlarda olacaktır ki bu bağlamda rakibin hızlı hücumlarının faullerle kesilmesi ve savunma anında rakibi mümkün mertebe yerleşik şekilde karşılamanın şart olduğunu düşünüyorum. Ki bu fikrimin uygulayıcısı olan savunma ve saha içi düzeni de yukarıdaki gibi.

Cristian-Selçuk Şahin ve Mehmet Topuz-Caner Erkin tercihlerine gelirsek... Cristian klasik sezon açılış kampı sonrası Brezilyalısı görüntüsünde ve form-tempo kazanması Ekim'i bulacak gibi gözüküyor. Ek olarak bu maçta o mevkide daha fazla sertlik , hız ve opsiyona ihtiyacımız olduğu için Cristian tercihinin hatalı olacağı kanaatindeyim. Yerine oynayan Caner takımı hem 4/4/2'e hem de 4/3/3'e çevirebilecek bir oyuncu ki bu maç için sol bekte Hasan Ali'nin oynayacağı garanti olduğundan Canersiz bir 11 düşünemiyorum. Oynanan resmi maçların en istikrarlı ve iyi oyuncusu olan Selçuk'un olmamasının sebebi ise o mevkide daha fazla hız ve yer değiştirme ihtiyacı olduğunu düşünmemden. Bunun yanında her ne kadar şuana kadar oynanan maçların en iyisi Selçuk olup gerek futbolculuğunu gerekse profesyonelliğini çok beğensem de Mehmet Topal'ın hata yapma riskini daha az gördüğümden daha garanti bir tercih olacağını düşünüyorum.

Tempo, dayanıklık ve istemenin öne çıkacağı bu maçta kanat ve içteki oyuncuların takıma bu saydıklarımı ve defansif-ofansif anlamda çeşitlilik kazandırması gerekliliği ortada.  Tüm bu saydığım sebeplerden dolayı benim kafamda şekillenen onbir yukarıdaki gibi. Ancak hangi takım çıkarsa çıksın taraftarın her oyuncunun aşık olduğu ve desteklemek için para verdiği takımın ferdi olduğunu unutmaması şart. Umarım herşey istenildiği gibi gider ve bu akşamın finalinde Fenerbahçe yeniden devler ligi sahnesine döner. Maçtan sonra görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails