5 Temmuz 2011 Salı

Sorular, Sorular ve Yine Sorular

Burada yeri geldiğinde çok sert Aziz Yıldırım ve Aykut Kocaman eleştirileri yapmış, basit bir bloggerım. Sonrasında da Aykut Kocaman'ın hakkını teslim ettiğinde olumsuz geri dönüşler almış, bir şampiyonluk ve kazanılan 16 maç neticesinde dönüş gösterdiği düşünülen basit bir blogger... Sanırım gelinen şu noktada sahip olduğum bakış açısı daha net olarak ortaya çıkacaktır.

Peşinen belirtmek gerekir ki Aziz Yıldırım'ın atarlı karakteri ve taraftarla olan iletişim bozukluğu sebebiyle kendisine hayranlık duyduğum söylenemez. Ancak bazen Sezar'ın hakkını Sezar'a teslim etmek gerekir. Tıp ki hocaya ettiğimiz gibi...

Bir adam düşünün. Yerlerde bir ekonomiyi ayağa kaldırmış olsun. Tek haneli bir ekonomiyi üç haneye taşımış; Fenerbahçe üzerinden ticaret yapan, rant sağlayan zararlı taraftar gruplarını Fenerbahçe'nin yakasından düşürmüş olsun.Bir adam düşünün, Fenerbahçe sevdası sebebiyle hayat ortağından ayrılmak zorunda kalmış olsun.İşini gücünü bir kenara bırakıp her zaman en iyisini nasıl yapabilirim diye düşünen biri olsun. Fenerbahçe üzerinden para kazanma sevdası sebebiyle yönetime girmiş futbol çakallarına avcunu yalatmış, cebinden verdiği paraların bir kuruşunu dahi almayacağını beyan etmiş olsun. Çocuk gibi büyütmüş olsun kısacası sevdasını. Her türlü zorluğa -seveninin olmadığı bir ortamda- tek başına göğüs germek zorunda kalmış, tırnakları ile camiasını bir yerlere taşımış...

Böyle bir adam, böyle bir sevda uğruna yanlış yollara girebilir değil mi?

Peki, o halde başka bir adam daha düşünün. Camiasının, taraftarının gücü ile yaptığı bir stad varken başka yollarla yapılan stadlar için '' Türk futbolu için bunlar lazım '' demiş olsun. Yaptığı tesis koskocaman ülkede yeni hamleler adına yol olsun. Keza stadı da... Kadınların 8. sınıf vatandaş olarak görülüp, ülkenin yönetiminde söz sahibi idarecilerin 2-3 kadınla yaşayarak kadınlık onurunu ayaklar altına aldığı bir ortamda bu ülkenin en başarılı kadın atletini , kadın basketçilerini, kadın voleybolcularını bünyesinde toplayıp Avrupa yolunda çığır açmış olsun. Herkesin üvey evlat olarak gördüğü amatör spor branşlarına gösterdiği hassasiyet ile - ki o hassasiyet idmanlarına gidecek kadar bir hassasiyet - sponsorları, camiaları , müessese takımlarını uyandırmış olsun. Getirdiği Dünya Çapındaki kadın basketbolculara karşılık onlar kadar iyilerini getirme zorunluluğu doğurmuş; kısacası ülkedeki tüm spor organizasyonlarında öncü olmuş bir adam olsun. Ama en can alıcısı, bugün satın almakla itham edildiği camiaların naklen yayın ihalesinden aldıkları gelirleri arttırmak için gecesini gündüzüne katmış, düşük bütçeli takımlar için çok büyük problem olan menajerlik hadisesini bitirmek için somut adımlar atmış olsun. Ve yine, sözde büyük camialar ''köylü kurnazlıkları'' ile Anadolu'da parlayan yıldızları kendileri ile olan her maçtan önce '' transfer '' ederken, bahsi geçen oyuncular kendisini aradığında '' Şimdi seninle görüşmem doğru değil, zamanı gelince klubünle görüşeceğiz '' diyebilmiş olsun. Bu kadar kötü bir adam düşünün yani ! Ve tabi ki bu kadar işbilmez... Zira işi biliyor olsa idi, o ''satın alacağı'' Anadolu kluplerinin gelirleri artsın diye uğraşmaz, kendi aldığı pay ile onları ezer geçerdi. Her geçen gün artan bütçeleri ile iyi futbolcular transfer eden bu klupleri alt etmek için şike gibi yollara başvurmazdı. Ama hem bu kadar kötü, hem de bu kadar işbilmez bir adamdan bahsediyoruz işte. Oysa ki ne kadar kolaydı değil mi X adlı oyuncu kapısına geldiğinde başını bağlayıp onun çıkaracağı sorunlarla klubünün o X oyuncusuna biçtiği meblağın yarısına transferi bitirmek. Ama bu kadar iş bilmez bir adam bu. Etik ? Hiç bilmez.

Beyler; oynanan oyunun farkında mısınız?

Fenerbahçe'ye gol atan ve sahada mücadele edip te en çok etki bırakan oyuncu olan Musa Aydın'ın Fenerbahçe aleyhine delil sayıldığının farkında mısınız ?

Fenerbahçe'ye atılan golün asistini yapan Mehmet Yıldız'ın da Musa'ya keza delil kabul edildiğini, Milli formayı giymiş bir futbolcunun nasıl utanarak emniyete girdiğinin farkında mısınız?

Aziz Yıldırım'dan sonra Fenerbahçe başkanı olması beklenen Mehmet Ali Aydınlar'ın, her sene ''Fenerasyon'' diye ağlayan camialar tarafından nasıl başkan yapıldığını, gelinen noktada başkanlık için ismi geçen Hamdi Akın ve Murat Ülker gibi isimlerin kimlere yakın olduğunun farkında mısınız?

Soruşturma kapsamında ifade vermesi beklenen Serkan Çalık gibi bir isim varken, soruşturmanın nasıl sadece Fenerbahçe'ye ihale edildiğinin farkında mısınız?

Geçen sezon Onur Kıvrak'a gol yemediği taktirde istediği herşeyi alacağını söyleyen Ozan İpek gibi, '' Trabzonspor için oynayacağız '' diyen Hurşut ve Aykut Demir'in isminin bir kere telafuz edilmemesinin farkında mısınız?

Aranma ve ifadesine başvurulma belgesi basına verilen Serdar Adalı'nın hala dışarıda rahat rahat gezebildiğinin farkında mısınız?

Geçen sezon hemen hemen her maç sonrası ortalığı yangın yerine çeviren Trabzonspor yöneticilerinin hala ''Kupamızı verin'' cıngarını çıkartmamalarının farkında mısınız?

Geçtiğimiz sezon yanlış bir kararla ofsayt gerekçesi ile iptal edilen golünü değil de mağlup olduğu rakibi Trabzonspor'un '' verilmeyen penaltılarını '' konuşan Yıldırım Demirören'in söz konusu olaylarda adının dahi geçmemesinin farkında mısınız?

Deniz Feneri ile ilgili haberlerin yayın yasağına takıldığı bir ortamda talep edilen '' yayın yasağı '' nın kabul edilmediğinin, Fenerbahçe ismi ve camiasının alenen herkesin diline pelesenk edildiğinin farkında mısınız?

16 Nisan'ın bir başlangıç olarak görüldüğü söylenirken daha önceki tarihlerde oynanan Eskişehir-Fenerbahçe maçınında inceleneceğinin söylenmesinin ne anlama geldiğinin farkında mısınız?

Gizli bir soruşturmanın söz konusu olduğu söylenirken, daha ifadelerin dahi tamamlanmadığı bir soruşturma ile ilgili ''Fenerbahçe'nin küme düşürüleceğini'' ve daha çarpıcısı '' belgeleri incelediğini '' söyleyen bir gazetecenin varlığının farkında mısınız?

Şuan muhatap olduğu yasa çıkarılsın diye senelerce emek vermiş bir başkanın, son beş senede iki şampiyonluğu son maçta kaçırdığının ve bu yasa sebebiyle içeriden çıkamama durumu ile karşılaşma ihtimalinin olduğunun farkında mısınız?

Yine yasanın çıkış tarihi sebebiyle, averajın şampiyonu belli edeceği senelerde Ankaragücü'nü son maçta 8-0 yenen bir Galatasaray'a , linkteki yazı gibi bir ihbara rağmen Beşiktaş'a birşey olmayacağının farkında mısınız?



"Özellikle kariyerinin sonuna gelmiş oyuncularım resmen bana ve takıma ihanet ettiler. Başta Zago, Cordoba ve Ronaldo olmak üzere yabancılar iyice kenara çekildiler. Ama yöneticilere söylemiştim. Onlara kariyerinin sonuna gelmiş, para için oynayan futbolcuların, her şeyi deneyebileceğini anlatmıştım. Buna rağmen Beşiktaş yönetimi onların parasını vermedi. Onlara yol açtı. Boşluk bıraktı. Konya maçından sonra Cordoba'yı kenara çekip 'Maç sattın mı?' diye sordular... Geriye dönüp baktığımda, şüphelerimin yerine oturduğunu görüyorum. Şimdi kendime kızıyorum. Çünkü o zaman kötü adam ben olmuştum. Türkiye'deki sisteme karşı mücadele etmek çok zor.''

''Alaattin Çakıcı: ‘Sinan Sinan, ufak bir şey istiyoruz onu da halledemiyorsun. Oğlum, şampiyonlukta hiç mi payımız yok? O kadar olay oldu. Bir Allah’ın kulu açıp ağzını size bir şey söyleyebildi mi? Kızdırıyorsunuz beni.’


Sinan Engin: ‘Şey abi, tamam tamam... Abi, öyle değil başka bir şey oldu. Biliyorsun. Telafi ederiz abi. Kızma.’ ''
*****

15 Mayıs 2004 (Saat: 19.33)
VP: 11 numara Sinan var ya!
X: Abi, o özellikle koştu, abi biraz koşması lazımdı.
VP: Yok yok, .... çocuğu gol atmak için oynadı.
X: Yok abi! Sergen konuşmuş şimdi abi. Yemin ediyor öyle bir şey yok.
VP: Sergen mi diyor?
X: Evet.
VP: Ne dedin Sergen'e? .... edecek Vedat abin dedin mi?
X: Evet abi. Hiç koşmasak olmaz!
VP: Tamam onu da kaybetmeyelim! Hepsine teşekkür et, Sergen'le konuş. Hepsiyle konuş, hepsine teşekkür et.
X: Konuşacağım tabii abi!
VP: Uçakta beraber olacağım zaten hepsiyle ya!


Şeklinde demeç verme cesaretini göstermiş bir teknik direktörün sesini kulak vermeksizin, mafya babaları ile menajerler arasında geçen konuşmaların basında çarşaf çarşaf yazılmasına karşın söz konusu camianın herhangi bir cezaya muhatap tutulmayacağının farkında mısınız?

Şayet tüm bunların farkında değilseniz... Sorularıma cevap verin bir zahmet. Tüm bunları açıklayın bana...

Fenerbahçe'ye karşı takımlarının en etkili isimlerinden olan oyuncuların nasıl delil olabildiklerini mesela...

Veya çok büyük yolsuzluklara rağmen yayın yasağı ile haberlerin kesildiği konular sıcaklığını korurken, Fenerbahçe'nin yayın yasağı getirme talebinin reddedilme sebebini açıklayın. Gizli bir soruşturmada birtakım gazetecilerin nasıl belge temin edebildiklerini, daha ifadelerin alınma işlemi dahi bitmeden Türkiye gibi hukuk alanında ağır bir ülkede nasıl Fenerbahçe'nin düşürüleceğinden bahsettiklerini açıklayın. 3günlük bir soruşturma ile hangi sebeple kamuoyunda '' şikeci ve küme düşürülmüş Fenerbahçe'' algısının oluşturulmaya çalışıldığını da bir zahmet...

Bazı medya patronlarının sahibi olduğu, ülke geleceği ile son derece alakalı olan haberlerin atlandığı kanallarda daha bitmemiş bir soruşturma ile ilgili hangi hak ve hukuka dayanarak karalama kampanyası düzenlendiğini anlatın bana. Keza bunların amacını da...

Oynanan her maçtan sonra gözyaşları ile ülkeyi sele boğan rakip camiaların yöneticilerinin nasıl hala ses çıkartmadıklarını anlatın bana... Her ortamda Fenerbahçeliliğini vurgulayan, Fenerbahçe'nin sponsoru bir adamı , her sene Fenerasyon diye ağlanırken , hangi sebeplerle Federasyon başkanı yapılma isteğinin uyandığını açıklayın mesela...

Sosyal paylaşım ağlarında böyle bir soruşturmanın olacağını 10 gün öncesinden haber veren isimler varken başbakanın böyle bir soruşturmadan haberinin olmadığını söylemesini açıklayın bana... Aynı paylaşım ağlarında başbakanın Aziz Yıldırım ile ilişkisini bir hafta önce kestiği haberlerinin dolanmaya başlamasının sebebini de açıklayın bir zahmet... Ve tabi Fenerbahçe yönetimindeki Cihan Kamer ve Hüseyin Topbaş gibi isimlerin ortalarda neden gözükmediğini de...

Verecek cevabınız yok mu yoksa? O halde oynanan bu tiyatroya daha fazla seyirci kalmayın lütfen. Kalmayın ki yarın öbürgün bu tiyatronun kötü karakteri olarak sizin üzerinizden bir oyun sahnelenmesin. Bir suç varsa elbette cezası olacak, kurulduğu andan itibaren Türk Sporuna yön veren Fenerbahçe camiası bunun cezasını çekecektir. Tüm camialar ve vatandaşlar gibi Fenerbahçe Spor Klubününde hukuğun karşısında boynu kıldan incedir.Yalnız hukuksuzluğa karşı değil...Küme düşürülme cümlesini en basit gazetecenin bile şiddetle ve altını çizerek sarfettiği bir ortamda federasyonun vereceği karar son derece önemli ve manidardır. Zira bu kadar apar topar verileceği söylenen bir kararın soruşturma nihayetinde çıkacak karardan farklı olmasını beklemek hayalciliktir. Dolayısı ile önümüzdeki günler çok önemli gelişmelere gebe olup söz konusu gazeteci ve habercilerin söylemlerinin doğru çıkması durumunda sonuna kadar takip edilmesi gereken bir süreçtir. Bu noktada belirtmek gerekiyor ki, bu süreç sonunda Fenerbahçe taraftarının ''izleyici'' rolünü seçmeyeği de aşikardır.


3 yorum:

Adsız dedi ki...

kafam allak bullak vaziyette düşünemez hale geldi,evet bu soruları bende soruyorum kendime,ne yapmalıyım mı soruyorum sıkca ama bi türlü bulamıyorum yolunu.Cumartesi akşamı çok geç yatmış sabahın dokuzunda annemin-kalk olum şampiyonluğu elimizden almışlar,küme düşürülmüşüz,aziz başkan içeri alınmış diye uyanan ben belkide hala bu travmanın etkisindeyim bilmiyorum yada hala uykudayım ama uyanmak da istemiyorum...!saygılar(mustafa)

Diferansiyel dedi ki...

Birlik olmalıyız. Fenerbahçe camiasının ve başkanının sahipsiz olmadığını herkese göstermeliyiz. Ötesi var mı, bilemiyorum. Varsa da bende düşünemiyorum.

Saygılar bizden..

bahadır dedi ki...

kardeşim yazını okudum, galatasaraylı olmamın öncesinde bir hukukçu olduğumu belirterek yorumumu yapayım...

Türkiye bir çok alanda hukuksuzluklar ülkesi diyebiliriz malesef, hukuki anlamda söylediklerinde sonuna kadar haklısın; tutuklanmak demek hüküm giymiş olmak demek değildir.. diyelim ki bir insan hüküm giydi bu durumda dahi o kişinin kişilik haklarını zedeleyecek davranışlarda bulunamazsın. Masumiyet karinesi evrensel bir ilkedir ve suçu ispatlanıp hüküm giyenek kadar herkese suçsuz muamelesi yapılması gerekir.

Aziz Yıldırım üzerine muthiş bir karalama kampanyası başlamış gibi görüyorum ben de, yapılan yayınları anlamak mümkün değil, Türkiye'nin büyük bir çoğunluğunu doğrudan ilgilendiren bu hadise hakkında yayın yasağı gelmemiş olmasını ise anlamak imkansız.

Şike yapılmış mıdır, yapılmamış mıdır buna mahkeme karar verir. Yıllardır bu şike olayları konuşuluyor, işin derinine inerlerse şikeye bulaşmamış takım bulamazlar gibime geliyor.

Ancak işin şöyle bir boyutu var, bu seneye kadar şikenin cezai bir yaptırımı yoktu, yani ceza hukuku anlamında bir suç değildi. Nisan 2011'de çıkan kanunla artık şike bir suç haline geldi. Ceza hukukunda ilke olarak ancak kanunun yürürlüğe girmesinden sonra işlenen suçlar cezalandırılır. Dolayısıyla Nisan 2011'den önce gerçekleşmiş olan şike olayları suç kapsamında değerlendirilmeyecektir bu ceza hukukunun bir ilkesidir ve tüm dünyada bu ilke geçerlidir. Dolayısıyla şike iddiaları ile ilgili savcılık sadece Nisan 2011 tarihini esas alarak araştırmaların yapıyor. Ceza hukuku açısından düşünüldüğünde işin bu kısmı hukuka uygundur ve olması gereken de budur Türk Ceza Kanunu m.7 ilk cümle: "İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz."

Bunun dışında sorduğun sorularda sonuna kadar haklısın. Gözaltı dahil yargılama süreci bir karalama kampanyasına dönüştürülmüştür. Bu tutum sadece futbol değil pek çok hukuki hadisede yaşanıyor ve "masumiyet karinesi" gibi basit bir ilkeyi lagılayabilecek düzeyde değil halkımız henüz.

Bence bundan sonra yapılması gereken hemen yapılan bu yayınlara yasak getirilmesi ve mahkemenin bir an önce başlaması ve uzamadan sonuçlandırılmasıdır.

Şike yapılmışsa kaçış yok kanunlarda yer alan hükümlerin gereği uygulanacaktır. Ama bu süreçte basın, yayının hukuka aykırı yayınları da gözardı edilmemeli ve onlar hakkında da gerekli soruşturma yapılmalıdır.

Şimdilik bu konuda söyleyeceklerim bunlar, umarım bu olaylar sonuçlandığında daha temiz, şikelerden arındırılmış bir türk futbolu izleme şansını yakalarız.

Related Posts with Thumbnails