Sol açıktan akın akın geliyordu. İlk yarıda rakip defansı bayıltarak boş kaleye yuvarladığı top onu kesmemişti. Boleslavlı savunmacılar çaresizdi...Zira karşılarında aklı ayakları ve bedeninden daha hızlı bir adam vardı. Şöyle bir baktı... Defans oyuncusunun arkasındaki kalecinin yerini kesiyordu... Ölçüyor derken defans oyuncusunu geçmeye dahi girişmeden kalecinin soluna yuvarladı topu. Direk dibine. Maç 4-0 olmuştu. Ama sahada skordan daha güzel birşey vardı parçalılar için. '' Ben buradayım. '' diyordu. Tam o an Ribery'i yok pahasına kaybetmenin hüznü Arda'nın ayaklarında kayboluyordu parçalı severler için. Bir yandan rakip savunmacıları bağlıyordu birbirine... Bir yandan da sınırı olmadığını gösteriyordu. Bordeaux maçında rakibine attığı kafada da bir yıldızlık vardı; basın karşısındaki gevşek tutumlarında da... O oradaydı. Ve adım adım büyüyordu...
Kimi futbolcular vardır. Belki çok fazla skor üretmezler ve sahada gözükmezler ancak takımları için çok önemli parçalardır. Onlar olmadan da olabilir ancak onlar varken daha iyidir herşey. Yardımcı oyuncu olmak için doğmuşlardır. Kimisi rolünü bir türlü benimseyemez ve zamanla başrole kadar yükselir. Ama bu başarı hikayeleri bile '' başrol için doğmuş olanlar '' kadar ilgi çekici değildir. Arda gibidir başrol için doğmuş olanlar. Yaşı ya da tecrübesi ne olursa olsun sahada farklı bir tat verirler. Bazen ilk resmi maçında gol atma şansına sahiptirler ama çoğunlukla zamanla gelişim katederler. Ve bu gelişimleri esnasında ne kadar formsuz olsalar da sahada dikkat çekmeyi başarırlar. '' Şu 16 numarayı görüyor musun? Ne kadar farklı duruyor sahada diğerlerinden '' dedirtirler en alakasız pasında bile.
Bugün oyuna girdiği dakikadan itibaren '' alakasız '' diye nitelendirebileceğimiz hiç bir icraati olmadı Beykan'ın. Bilakis her hareketi akıl, yetenek ve yıldızlık kokuyordu. Top ayağında iken konsantrasyonu ve isteği yeterli seviyede ise topu almak imkansız gibiydi ancak bunlar olmasa dahi topu ayağından almak epey zor 95 doğumlu A Takım adayının. Aslında geçtiğimiz sezonlarda A Takıma alınmasını beklediğim bir isimdi Beykan, zira 3 senedir A2 takımda ki bu da yaklaşık 14-15 yaşlarından itibaren burada olduğu anlamına geliyor. Beklenilen bir türlü gerçekleşmemesine karşılık Beykan bu yolda ilerlemekte ne kadar kararlı olduğunu bir kez daha gösterdi bugün. Üst yapıya dahil olmak isteyen oyuncuların buralarda ciddi farklar yaratması gerektiğini düşünen birisi olarak oyunda kaldığı neredeyse yarım saatte verdikleri ile mest etti izleyenleri. İki sene önce bağladığı dört stoper maç sonunda hala çözülemezken kendisine '' Messi golü attın '' diyen arkadaşına '' aa, böyle gol atabilen başkalarıda mı var '' demesi de farklı, bugün ipe dizdiği 3. oyuncunun dayanamayıp kendisini biçmesi sonrasında sahada onu kovalaması da... Keza oyuna girer girmez yaptığı inceden sonra biçilmesine pis pis sırıtarak karşılık vermesi de...Gökay abisi gibi çok iyi bir yardımcı oyuncu adayı değil kesinlikle Beykan. Bilakis Recep Niyaz gibi katıksız bir yıldız adayı. Okan Alkan gibi farklı meziyetlere sahip ancak bunun yanında saha görüşü Gökay gibi... Yaşına rağmen gücü ve sahada soyunduğu rol böyle yazdırıyor işte kendisini... Ek olarak 1,78 olan boyuna rağmen çok iyi bir hava hakimiyetine sahip Beykan ki adam geçme özelliğinden filan bahsetmiyorum bile. Bugün hem '' getiren '' hem de '' bitiren '' rollerini çok iyi oynadı. Böyle devam etmesini umut ediyorum. Eminim onu kuşbakışı izleyen Aykut Kocaman' da böyle düşünüyordur.
Biraz da maça değinmek gerekirse...A2 takımı İsmail Aslan, Gökay, Okan, Berk Elitez, Hasan Erbey, Görkem Kulbay'ın olduğu takım kadar potansiyelli değil ancak kesinlikle daha takım gibiler. Bunda hocanın payı da önemli gibi. 96 doğumlu Aziz Ceylan'ı maç boyunca kenardan teşvik eden ve istisnasız her golde oyuncuların büyük bir mutlulukla kucağına zıpladıkları hoca bir an bile yerine oturmadı. Stoper Koray Gülsüm, ortasaha Oğuz Mataracı ve iki gol atan Eren Yeniçeri'nin gelişimleri izlenmeye değer. Tabi 16'lık Aziz Ceylan'da... Henüz bu seviyeye tam oturmuş bir görüntü çizmese de pas kanallarına yaptığı koşular ve santrafor hareketleri ( ön direk koşusu gösterip arkadan skor üretmek gibi ) ilgi çekici Aziz'in. U14 takımından beridir kendisini izlediğim için üstüne koyarak devam edeceğinden şüphem yok. Umarım hepsi için sakatlıksız bir sezon olur ve 2-3 senedir kaydettikleri hızlı gelişime devam ederler.
Karşıyaka'ya dair de birşeyler yazmak isterdim ancak epey vasat bir takım Karşıyaka A2 takımı. Bakalım, belki Perşembe günü Manchester City maçında hakkında birşeyler yazdıracak oyuncu olur rakipte... Beykan'ı daha fazla zorlayacak oyuncular...
Manchester City maçından sonra görüşmek üzere.
28 Eylül 2012 Cuma
Fenerbahçe-Karşıyaka A2 Maçının Ardından
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
a2 liginde vasat dediğin ksk ye bak bakalım kacıncı ? :)
Yorum Gönder