13 Aralık 2011 Salı

Fenerbahçe-Güngören A2 Maçının Ardından

Hasta olmamdan ötürü Dereağzı'ndan takip edemediğim bir maçı yazma niyetinde değildim. Ancak özellikle Recep Niyaz bu düşüncemi değiştirdi.

Maçı Fenerbahçe A2 Takımı üstün bir oyunla 5-0 kazandı. Sonucu ortaya çıkartan birçok sebep var, mesela Ömer Kandemir'in takıma dönüşü, Güngören'in nispeten zayıf bir ekip olması gibi. Dolayısı ile yine kişisel performanslara dayalı bir not düşme niyetindeyim...

Öncelikle Ömer Kandemir'in oynadığı maçlarda Fenerbahçe'nin farklı bir performans sergilediğini söyleyelim. Temposu, oyun için devamlılığı ve kararlılığı iyi seviyede Ömer'in. Dahası top tekniği ve hücuma verdiği destek gibi hususlarda da Okan Alkan'dan sonra oyuncu beğenmenin çok zor olduğu bir mevki ve ortamda takip edilebilir bir profili var. Bugün yine çok faydalı ve etkiliydi. Sakatlıktan ve şanssızlıktan uzak bir ikinci yarı geçirir umarım.

Gökay İravul bugün geçmiş maçlara nazaran iyi olsa da benim tandığım Gökay bu değil. A2 takımında oynamaktan mı şikayetçi, yoksa başka bir problem mi var bilemiyorum ama benim tanıdığım Gökay herşeyden evvel çok daha delici. Yine takıma önemli katkı veriyor, sahada '' farklı '' duruyor ama onun performanslarını 2-3 sene önce Ankaragücü'nden gelip de A2 takımla oynadığı zamanlarda '' huzursuz '' olduğunu hissettiren Abdülkadir Kayalı'ya benzetiyorum. İdmanlarda ve sahada elinden geleni yapmaya çalışması şart. Ben onun çok daha becerikli ve kaliteli bir oyuncu olduğunu biliyorum ancak tanımayanlar için kendisini biraz daha fazla tanıtsa fena olmayacak.

Berkay Öztuvan'ı genel olarak beğeniyorum. Bu sene ciddi bir fiziksel ilerleme katetmiş gibi geliyor.

Defansta, kaptan Hasan Erbey'in partneri Berkaycan Değirmencioğlu'nu geçtiğimiz senelerde izlediğimde pek beğenmememe rağmen bu sezon itibari ile çıkışta buluyorum. Hava toplarındaki hakimiyeti iyi seviyede. Ancak tabi ki olmazsa olmaz; çalışmaya devam etmeli.

Hasan Erbey geçenlerde hakkında ne yazdıysam hepsini okuduğunu söylemişti, bu maçta onun içinde birşeyler karalayalım. Kendisinin de söylediği gibi, gerçekten çok iyi çalıştığını düşünüyorum zira fiziği bunu ciddi manada kanıtlar durumda. Onun hakkında yazdıklarımı şöyle bir inceleyim dediğimde gözüme çarpan yazı üzerinden gitmek gerekirse;

''A2 sezonu boyunca Dereağzı'nda oynanan tüm maçları izleyen birisi olarak o maçlara yöneticilerin dahi ilgi göstermediğini gördüğümden rahatlıkla bu dört oyuncu hakkında detaylı bilgilendirme yapabilecek az sayıdaki futbolseverden birisi olduğumu söyleyebilirim. Bu sebeple Hasan'ı anlatmamda mani olduğunu düşünmediğimden kısaca bir oyuncu profili çizeyim...

Stoper mevkisinde oynuyor Hasan. A2 takımının defanstaki lideri idi. Yanında oynayan stoper ve bek oyuncularını çizgi halinde ileri çıkartan, defansta liderlik görevini üstlenen bütün sezon boyunca kendisi idi. Tipi, oyun için konsantrasyonunu, kısmen ağırlığını Lugano'ya benzetebiliriz ki kendiside edindiğim izlenime göre Lugano fanatiklerinden. Ayaklarının Lugano'ya göre daha düzgün olduğundan ve ileriye dönük olarak umut verdiğinden bahsedebilecek olsakta kısa mesafede Lugano gibi çevik olmadığını da söyleyebiliriz. Hava toplarında da gayet etkili. Çabukluk sıkıntısını atarsa ilerleyen zamanlarda iyi yerlere geleceğini söylemek güç değil.''


eskiden yazdığım bu yazı üzerinden birşeyler ilave etmek gerekiyor diye düşünüyorum. Hasan'ın hava hakimiyetine vurgu yapmışız ancak bir oyuncu Lugano'yu örnek alıyorsa bence duran toplarda en azından tehlike arzetmelidir ki Hasan'ın da bu özelliğin üstüne koyması yararına olacaktır diye düşünüyorum.

Son olarak Recep Niyaz...

Bugün hız, devamlılık, dribling ve bitiricilik özellikleri açısından olağanüstü bir gol attı Recep. Onun tarzındaki meziyetli oyuncuların skor üretmesi beni çok keyiflendiriyor. Ancak asıl önemli olan tabi ki gerek yaş, gerek fizik olarak rakiplerinden çok daha geride olmasına rağmen Recep'in bunları sahaya yansıtması, yansıtma isteği. Hakkında keskin ve çok umutlu mesajlar atmamaya çalışıyorum ancak Recep takım mağlupken de galipken de ortaya hep birşeyler koyma isteğinde. Toplu ve topsuz inanılmaz iyi oynuyor ki zaten en önemli özelliklerinden bir tanesi de topsuz oyunu oynama mahareti. Devam et Recep... Şımarmadan, hiçbir meslek dalında elde edemeyeceklerini doğru bir futbolcu olarak kazanabileceğinin bilincinde olarak , üzerindeki formanın Fenerbahçe forması olduğunu her daim aklında tutarak devam et...





5 Aralık 2011 Pazartesi

Fenerbahçe-Kartal A2 Maçının Ardından

Bugün Dereağzı'nda seyir zevki açısından oldukça düşük kalitede bir maç vardı. Ancak 0-0 biten maçı izlenir kılan, dikkat çekici oyuncular yok değildi.

Özellikle İlyas Yılmazer'den bahsetmek lazım ilk etapta. Herşeyden evvel belirtmek gerekiyor ki istikrarlı bir oyuncu İlyas. Sezon içinde oynadığı maçlarda takıma verdiği katkı her zaman üç aşağı beş yukarı aynı. Sadece sol bek de oynadığı zaman kendini bu maçtaki kadar göstereceği alanlar bulamıyor doğal olarak... Bugün ise çok iyi bir sol açık performansı verdi. Topla çok seri ve dönüşleri inanılmaz hızlı. Olağanüstü bir yetenek demek elbette güç ancak bu yaş grubu için artık yavaş yavaş fazla geldiğini belirtmek lazım. Adam eksiltmesi, sertliği, boyunun kısa olmasına karşılık özellikle üst bölgesinin genişliği ve seriliği ile A takıma geçişin sinyallerini vermeye başladı. İki sene önce geldiği Pendikspor'da A takımda da oynamışlığı olduğunu belirtmek lazım. İstikrarı ve yükselen çizgisi ile bana çok büyük umut veriyor İlyas... Yalnız şahsi fikrim hücuma katılma zamanı ve ters kademe gibi temel bek öğretilerini bünyesine katıp bek oynarsa çok daha iyi performanslar verebilir. Bugün onu sol açık performansı ile çok beğendim ancak kimi oyuncular arkadan geldiğinde daha etkilidirler ya, İlyas'da da bu söz konusu olabilir. Gerçi orada oynayamasa da, bugün oynadığı ön tarafta da gayet etkili, önümüzdeki senelerde A Takım'ın sol açık rotasyonuna katılması şaşırtıcı olmayacak benim için.

Recep Niyaz ilk yarı sonunda oyundan alınmasına karşılık topu her ayağına alışında nasıl bir futbolcu olduğunu gösterdi. Çok olağandışı işler yapmadı, skor üretemedi ancak top kontrolleri, seriliği ve adam ekarte etme becerisi yaşına göre çok fazla. Fiziksel eksikliklerini kapatmak için çok fazla zamanı olduğu için rahatlıkla Fenerbahçe'nin üst yapısına çıkıp senelerce katkı verecek yıldız potansiyelli bir oyuncunun geldiğini söyleyebiliriz.

Stoper Berkay'ı ilk izlediğim zamanlarda çok dağınık bulmuş konsantrasyon eksikliği olduğunu düşünmüştüm. Ancak özellikle son iki maçta kendisini iyi gördüm. Hava toplarında epey etkili. Tabi daha geniş alanlarda oynanan maçlarda hızlı rakiplere karşı da görmek gerekiyor.

Gökay İravul bugün geçen maça göre daha istekli ve iyiydi. Çok rahat ve oyunu iyi yönlendiriyor. Ancak bu sene bir kere gördüğüm '' A Takım havası solumuş oyuncu '' farkını sahaya yansıttığını söyleyemem.

3 Aralık 2011 Cumartesi

Fenerbahçe-Kasımpaşa A2 Maçının Ardından

Maç yazılarını sıcağı sıcağına yazmadığım zaman '' o an '' ki hazzı alamıyorum doğal olarak. Ancak bu maç özelinde çok önemli ve güzel performanslara şahit olduğum için geç de olsa Kasımpaşa maçına dair birşeyler karalayım istedim.

Dereağzı tribünlerinde yerimi almaya doğru giderken saha kenarında Recep Berk Elitez'i gördüm. Fizik olarak önemli bir gelişme trendi yakalamış gibi gözüküyordu. Ancak bu onun son maçlardaki formsuzluğunu ve doğal olarak sonradan oyuna girip skor katkısı yapan Emre Kara'nın onu kesmesini engellememişti.

Erten,Zeki,Berkaycan,Hasan Erbey,Devrimcan,Görkem,Gökay,Berkay Öztuvan,İlyas Yılmazer,Recep Niyaz ve Emre Kara ilk 11'i ile sahaya çıkmıştı Fenerbahçe. Kasımpaşa ısınırken gözüme çarpan fiziksel olgunlukları zor bir maç olacağı hissine kapılmama sebep olmuştu ki nitekim ilk 10 dakika top göstermedi Paşa Fenerbahçe'ye. Bunda günün '' kötü '' bile oynayamayan ismi Gökay'ın da etkisi yok değildi tabi. Görkem'in enfes derin topları ile etkili olmaya çalışıyordu Fenerbahçe. Oldu da... Ancak Emre'nin gününde olmamasından dolayı oyun anlamında zaten zor durumlara düştüğü müsabakada skoru elde etmesi de gecikiyordu. Derken klasik Fenerbahçe golü geldi. İlyas'ın kornerden ortalığı topa çok iyi yükselen Berkaycan güzel bir kafa vuruşu ile öne geçirdi Fenerbahçe'yi. Ancak orta alanda çok etkili olan ve izleyenlere gol atacağını hissettiren Kasımpaşa'nın cevabı gecikmedi.

İkinci yarıda Recep Niyaz'da Görkem'e eşlik etmeye çalışsa da Görkem'in 2/3 tane gollük pasını değerlendiremeyen Emre Görkem ve Recep'in bireysel çabalarını gölgeliyordu. Değişiklikte gecikmedi. Ve Emre Kara'nın yerine oyuna giren Recep Berk Elitez, Görkem'in ikramlarından birini oyuna girdiği gibi skora çevirip Fenerbahçe'yi öne geçiriyordu. Ancak son dakikalarda gelen Kasımpaşa golü ile maç 2/2 bitti. Nitekim maçın hakkı da beraberlikti.

Oyuncu özelinde birkaç şey yazacak olursak öncelikle Gökay'dan bahsetmek gerekiyor sanırım. Ben sahadaki Gökay'ı tanıyamadım. Bazen futbolcular kötü oynayabilirler, maçı tutturamayabilirler ancak Gökay kötü bile oynayamadı. Maçın başından sonuna kadar sahada var mıydı yok muydu belli değil gibiydi.

Ön libero Berkay oynadığı temiz futbolla bir kez daha dikkat çekti. Çok net ve garanti oynuyor. Basit oyununu bile zevk vererek seyrettirmeyi başarıyor. Umarım çizgisi devam eder.

Recep Niyaz özellikle ikinci yarı elinden geleni yaptı. Çok net futbol oynuyor o da. Top gelmeden ne yapacağının kararını vermiş olup herkesten önce harekete geçiyor. Yaşı sebebiyle gelişime açık olan fiziği ona bu kademede kimi ikili mücadelelerde sıkıntıya sebep olsa da oyun zekası, yeteneği ve estetiği ile gerçekten umut verdi Recep.

Son olarak Görkem Kulbay ile bağlayalım maç yazısını. Sene başında Karşıyaka'ya transferi son anda yatan Görkem'in yaşadığı bu talihsizlik bu performansını sürdürüp üstüne ufak eklemeler yaparsa büyük bir şansa dönebilir. Maçın bence en iyi performansı ondan geldi. Sağ kanattan defansın arkasına 3 tane gollük top attı ki toplardan biri havadan gelip forvetin koşu yaptığı kanalda tam anlamıyla öldü, Emre'nin topu kontrol etmek için ekstra bir çaba sarfetmesine gerek kalması. Yine ilk yarıda hareket halindeki topa baskı da varken kaptırdı gözüyle bakmama rağmen yaptığı '' Hamit Altıntop ortası '' ve ikinci yarıda rakibin sol bekini birebirde geçip attığı '' al da at '' pası maçın seyrini tamamen değiştirebilecek işlerdi. Ancak birtakım eksikler hala göze çarpmıyor değil. Bunlardan en önemlisi soldan gelişen ataklarda ceza sahasına girmekten çekinmesi ya da girmemesi. Bir kere denedi bunu Görkem, onda da gollük bir yarım vole imkanı buldu. Üst kademede '' kanat '' oyuncusu olmak istiyorsa bence bu asistçi özelliğini skorlarla da süslemeli. Oyun zekası ve tekniği ile doğru orantılı skor üretmiyor Görkem.

Kısacası A2 maçlarına gelin, size keyif verecek birşeyleri illaki bulursunuz. Birdahaki Dereağzı günlüğünde görüşmek üzere.
Related Posts with Thumbnails