30 Ekim 2011 Pazar

Fenerbahçe-Galatasaray U-16 Maçının Ardından

Fenerbahçe Lefter Küçükandonyadis tesislerinde derbi dolu birgün geride kaldı. Sınırlı vaktim ve ilgim sebebiyle U16 takımını izlemeyi tercih ettim. U17 maçına göre maçta gol olması bile doğru tercih yaptığımın ispatı olmalı. Kıran kırana mücadele de cabası...

Oyunun başında aynen Beşiktaş ile oynanan hazırlık maçında olduğu gibi önde oynamak adına büyük bir çaba vardı Fenerbahçe'de. Daha ilk dakikalardan itibaren oyuncular oyunu Galatasaray yarı sahasına yıkmak istediklerini ortaya koydular. 3. dk da gelen gol frikikten gelen bir ortaya yapılan kafa vuruşu sonucunda oluşsa da takımın oyunu öne itme çabası maçın farklı kazanılacağı düşüncesi oluşturuyordu. Nitekim 6. dk da yine duran toptan ( kornerden ) gelen topa yapılan kafa vuruşu ile Fenerbahçe 2-0 öne geçmişti ki bu; oyunun yavaş yavaş basketbol maçına döneceği hissini iyice kuvvetlendiriyordu. Ancak dakikalar ilerledikçe Galatasaray ortasahada dengeyi sağlamaya başladı. Bunda şüphesiz Fenerbahçe'nin skoru erken elde etmesi ile rahatlaması da etkili oldu. Yalnız bu dakikalarda da dikkat çeken en önemli detay, Fenerbahçe'nin ilk dakikalardaki kadar agresif oynamamasına karşılık önemli pozisyonlar yaratabilmesiydi. Bunda da baş aktör 8 numaralı Bertuğ oldu. Bertuğ '' kadife '' diye tabir edilen sol ayağını mükemmel kullanan ve de bunu temposu ile birleştirmeye çalışan önemli bir organizatör... Bugün de çok klas derin toplar attı. Ancak bunlar golle sonuçlanmayınca Galatasaray'ın devre sonuna doğru kazandığı penaltı '' atamayana atarlar '' klişesinin doğruluğunu bir kez daha ispatladı. 2-1 biten ilk yarının ardından Fenerbahçe ikinci yarıya yine çok istekli başladı ancak yakalanan pozisyonları golle neticelendiremedi. Ve maç 2-1 lik Fenerbahçe galibiyeti ile sonlandı.

İki takım özelinde konuşmak gerekirse aralarındaki en büyük farkın Fenerbahçe lehine ''organize , yetenekli ve birbirini iyi tamamlayan bir takım '' olması olduğunu söyleyebiliriz. Öyle ki Fenerbahçe U 16 takımı gerek sahayı parselleme gerekse yardımlaşma konusunda Galatasaray'dan daha iyi seviyede. Bunun yanında iki takımın kontra atakları arasında da büyük farklılıkların olduğunu söyleyebiliriz ki bu da organizasyonun en önemli ispatıdır bence.. Bugün yakalanılan hızlı ataklarda Fenerbahçe oyuncularının koşuları yaptığı yerler ve özellikle Melih'in ters kanada attığı iki top birbirlerinin karbon kopyası gibiydi. Kısacası iyi de olsa kötü de olsa Fenerbahçe takımında bir organizasyon, bir bilinç görebiliyorsunuz. Bu da bu takımı izlemek için yeterli. Zira bugün tıp ki Beşiktaş maçındaki gibi ilk yarının sonlarında, takımın rölanti anında yediği gol ve Galatasaray'ın da oyunu topla oynama açısından dengelediği dakikaların fazlalığı takımdan olan beklentilerimin biraz altında bir izlenim bıraksa da bu takım diğer rakiplerinden '' organizasyon ve takım olma '' yönünden ayrılıyor. Bu da onları epey ayırıyor.

Bu kadar '' bütün '' bir yapının parçalarını ayrı ayrı değerlendirmek biraz güç. Ancak nispeten güçlü bir rakibe karşı oynadıklarından kimi oyunculara bugünkü performanslarından sebep parantez açmak şart. Bertuğ Başdemir ilk yarı boyunca kusursuz oynadı. Defansın arkasına atılan toplar, etkili duran toplar, ortasahada rakibe kaptırılan toplara anında yaptığı pres... Çok iyiydi. Ancak ikinci yarı etkisi biraz düştü.

Stoper ikilisi birbirini çok iyi tamamlayan oyunculardan oluşuyor. Onları bu sebeple ayıramayacağım. İyi bir performans sergilediler.

Sağ bek Egemen çok istikrarlı, çizgisinden kolay kolay sapmayan bir sağ bek oyuncusu. Bugün yine eski performanslarını tekrarladı. Oyunun son dakikalarında takım kontraya çıkma hazırlığındayken ilk önce topa basıp rakibi bayılttıktan sonrasında çizgiye paralel şekilde Melih Okutan'a yuvarlaması da sağ beke göre biraz fazla gibiydi.

Forvet Aziz Ceylan fiziksel avantajlarını çok iyi kullanan iyi bir ileri uç elemanı. Ancak bugün benim alışık olduğum keskinliği yoktu. Bazı pozisyonlarda topu ezdi. Ancak Galatasaray defansı ile çok iyi boğuştu. Defans arkasına attığı etkili koşular sürekli tehdit oluşturdu. Bu da Galatasaray defans çizgisinin biraz daha arkaya çekilmesine sebep oldu

Sol bek Yasir'i bugün bir kez daha çok beğendim. Hücuma katılacağı zamanı çok iyi bilen, oyunun iki yönünü de gerek kafası gerekse fiziği ile iyi oynayabilen bir bek oyuncusu. İkinci yarıda penaltı itirazına sebep olan müdahalesini çok beğendim. Penaltı mı değil mi bulunduğum yerden seçmek çok zor ancak bana değil gibi geldi. Penaltıysa da yerden kalkıp oyuna tereddütsüz şekilde devam etmesi öyle düşündürmüş olsa gerek...

Son olarak sağ açık Melih Okutan... Melih bugünün en başarılı isimlerinden biriydi. İkinci yarıda kontra anında attığı ters toplar çok iyiydi. Onun haricinde sağ beki ile çok uyumlu bir ikili oluşturdu. Boş alanlara sürekli yaptığı koşularla topa sahip olan oyunculara etkili bir tercih hakkı sundu. Oyunu genelinde etkili ve hareketliydi. ( Yanılmıyorsam ) Yaptığı kafa vuruşu da gol olsaydı çok güzel bir hediye olacaktı. Bir dahaki maçlara artık...

Galatasaray takımının kaptanı ve aynı zamanda 15 numarası olan çocuğu da çok beğendim. Adını bilmiyorum ancak takımının en çok göze batan oyuncusuydu.

Başka bir U16 haftasında görüşmek üzere...

5 yorum:

Adsız dedi ki...

teşekkürler abi :D

Adsız dedi ki...

abi enis vardı geçen sene o şimdi nerelerde ne yapmakta

Diferansiyel dedi ki...

Enis takımdan ayrıldı.Şuan Hatayspor'da.

Adsız dedi ki...

peki abi gsli semih kayayı hiç seyrettin mi eğer seyrettiysen biraz bilgi verebilirmsiniz.bir de twetter hesabınız var mı? :)

Diferansiyel dedi ki...

Semih Kaya soyadı gibi oyuncu :)

Twitter hesabımda https://twitter.com/#!/HalilPile

bekleriz :)

Not: Yoğunluktan sebep biraz geç geri döndüm, kusura bakmayın :)

Related Posts with Thumbnails